
Dördüncü yılına girmek üzere olan Ukrayna-Rusya Savaşı hakkındaki ateşkes görüşmeleri Transatlantik ilişkilerindeki fay hatlarını kuvvetlendirmiştir. ABD Başkanı Trump’ın seçim kampanyasındaki en dikkat çekici vaatlerinden birisi, “Ukrayna Savaşı’nı bitirmek” olmuştu. Bu bağlamda Trump’ın, Biden yönetimi politikalarının aksine, Ukrayna Savaşı’nda bir ateşkes sağlanması için Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesi ile başlayan süreç Avrupa’nın güvenlik stratejilerini yeniden şekillendirmesine yol açmıştır. Trump’ın AB’ye ek ticari kısıtlamalar getirmesi, Grönland’ın ABD tarafından alınacağını ifade etmesi, NATO üyesi ülkelerin bütçelerinin %5’ini savunmaya ayırmaları çağrısı ve son olarak Ukrayna Savaşına yönelik ateşkesin sağlanması için Rusya’ya yönelik izlediği yaklaşım, Avrupa’nın stratejik önceliklerini yeniden belirlemesine yol açmıştır.
16 Şubat tarihindeki 61. Münih Güvenlik Konferansı sırasında Transatlantik ilişkilerdeki sorunlar konuşmalara yansımıştır. ABD Başkan Yardımcısı Vance, konuşmasında Avrupa’yı sert bir şekilde eleştirmiştir. Münih Güvenlik Konferansı sonrası yayınlanan raporda ise, ABD öncülüğündeki tek kutupluluk yerine çok kutuplu sürecin başladığı, BRICS gibi bölgesel oluşumların yanı sıra Türkiye gibi bölgesel güçlerin artan önemi ve çeşitli jeopolitik ve güvenlik sorunları ele alınmıştır.[1] Münih Güvenlik Konferansı’nı takiben 17 Şubat’ta Paris’te gayri resmi bir zirve düzenlenerek Avrupalı liderler tarafından Ukrayna’ya barış gücünün konuşlandırılması ve bu durumda ABD’nin destek verip vermeyeceği konuları ele alınmıştır. Suudi Arabistan kolaylaştırıcılığındaki Ukrayna konulu ABD-Rusya heyetlerinin Cidde görüşmeleri, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ve ardından İngiltere Başbakanı Stamer’in Trump ile görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. 28 Şubat’ta Oval Ofis’teki Trump-Zelenski görüşmesi sırasında yaşanan diplomatik kriz, Avrupa’yı tekrar harekete geçirmiş ve 1 Mart’ta Londra’da 18 ülkenin katıldığı zirve gerçekleştirilmiş, böylece Ukrayna’nın ve Avrupa’nın ateşkes için rolünün önemli olduğu ifade edilmiştir.
6 Mart tarihinde Avrupa Komisyonu, “Avrupa'yı Yeniden Silahlandırma Planı”nı önermiştir. Plan, Avrupa ülkelerinin askeri harcamalarını arttırmasını ve ortak savunma politikalarını ön görmektedir. Daha önce “Avrupa Savunma Fonu” ve “Avrupa Savunma Sanayi Programı” gibi girişimler başlatılmış olsa da sonuçsuz kalmıştır. Bu bağlamda, söz konusu Plan’ın daha kapsamlı hazırlanmasında ABD’nin Rusya’ya yönelik yaklaşımın etkili olduğu ifade edilebilir.[2] Benzer biçimde, AB’nin İngiltere ile savunma ve güvenlik diyaloğu kurması da gündeme gelen bir diğer konudur. 11-13 Mart tarihleri arasında “Avrupa Bir Kavşakta” temasıyla 37 ülkeden temsilcilerin katıldığı “Paris Güvenlik ve Savunma Konferansı” gerçekleştirilmiştir. Macron, Avrupa’nın kendi güvenliğine ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır. Paris Konferansı’na Güney Kore, Japonya, Yeni Zelanda ve Avustralya katılmıştır.[3] Bu durum, Avrupa’nın hem güvenlik algısının sınırlarını hem de güvenliğini Asya’daki müttefiklerini de dahil ederek güçlendirmeye çabaladığını göstermektedir.
Öte yandan Trump’ın AB’ye ek ticaret kısıtlamaları getirmesinin bir sonucu olarak AB; Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR), İsviçre ve Meksika ile Serbest Ticaret Anlaşmaları imzalayarak ticari ittifaklarını çeşitlendirmiştir.[4] Benzer biçimde ticaret ve yatırım alanlarını geliştirmek amacıyla Güney Kore ile AB arasında dijital ticaret anlaşması imzalanmıştır. ABD-AB arasındaki ticaret engelleri; AB’nin ticari partnerleri ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışmasına sebebiyet verirken Güney Kore örneğinde olduğu gibi, Batı ile iyi ilişkiler içindeki Asya ülkeleri için ise AB ticari pazarından yararlanma fırsatı sunduğunu göstermektedir. Güney Kore; 2024 yılında Japonya, ABD, Avustralya ve Fransa ile Hint-Pasifik Diyaloğu dizisini başlatmıştır. Fransa’nın ardından ikinci Avrupa ülkesi olarak Almanya ile Diyalog kuran Güney Kore, 10 Mart’ta ilk diyalog toplantısını gerçekleştirmiştir.[5] Böylece Seul yönetimi Avrupa ülkeleri ile Hint-Pasifik Diyaloğu çerçevesinde yeni iş birlikleri oluşturmuştur. Ayrıca, Mart ayında AB ile uzay güvenliği diyaloğunun ilk toplantısını gerçekleştirerek güvenlik alanında da ilişkilerini ilerletmiştir.
Transatlantik ilişkilerdeki güvenlik ve savunma konusundaki ayrılıkların, Çin-Avrupa ülkeleri ilişkilerini nasıl etkileyeceği ise önemli bir başka soru haline gelmiştir. Bazı uzmanlar ABD ile yaşanan ayrılığın Avrupa ülkelerini Çin ile iyi ilişkiler kurmaya iteceğini ileri sürerken bazı uzmanlar ise Çin’in Rusya’ya savaş sırasında verdiği destek ve AB’nin Çin’i “stratejik rakip” olarak görmesi nedeniyle bu durumun sınırlı kalacağını ifade etmektedir.[6] Münih Güvenlik Konferansı sırasında Çin Dışişleri Bakanı Wang, Ukrayna konusunda Avrupa’nın rol oynaması gerektiğini ifade ederek Çin’in Avrupa’nın rolünü önemsediğini gösterirken aynı zamanda Avrupa ve Çin’in rakip olmadığını ifade etmiştir.[7] Ancak, kısa bir süre sonra aralarında Fransa, İtalya, Almanya ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerinin de olduğu G-7’nin 14 Mart tarihinde Kanada’da gerçekleşen zirvesi, söz konusu ilişkilerdeki sınırlılıkları yansıtmaktadır. G-7’nin zirve sonunda Tayvan ve Güney Çin Denizi’ne yönelik açıklamaları, Pekin yönetiminin iç işlerine müdahale olarak algılamasına neden olmuştur. Neticede söz konusu durum, Çin’in küresel yönetişimde önemli bir aktör olarak görülmesine rağmen, Çin’in sahip olduğu ekonomik ve bölgesel güç nedeniyle temkinli yaklaşılması gereken bir aktör olarak algılandığını göstermektedir.
Sonuç olarak, Transatlantik ilişkilerde yaşanan anlaşmazlıklar Avrupa’nın özerk güvenlik ve savunma stratejilerini yeniden şekillendirmesine yol açmıştır. Avrupa’nın söz konusu yeni güvenlik yaklaşımı ve güvenlik algısı; Güney Kore, Japonya, Avusturya ve Yeni Zelanda gibi aktörlerin de çeşitli girişimlere dahil edilmesine yol açarken belirtilen Asya ülkelerine ise yeni alternatifler sunmaktadır. Ancak hem ABD hem de Avrupa tarafından daha temkinli yaklaşılan aktör olan Çin’e karşı Avrupa ülkelerinin benzer bir yaklaşım izlediğini söylemek güçtür. Çin ile daha pragmatik bir ilişki kurulduğu söylenebilir. Fakat Pekin yönetimi, ABD’nin aksine Avrupa ülkeleriyle ticaret ve iklim değişikliği yönetişimi gibi konularda artan iş birliği ile ilişkilerini güçlendirebilir. Asya-Pasifik’in bu aşamada güvenlik ve ticari mülahazalarla başlayan Avrupa’ya entegre edilmesi girişimlerinin boyutlarının ve alanının daha da genişlemesi olasılığı artık gündeme oturmuştur. Bu gelişme, AVİM’in uzun bir süredir üzerinde durduğu Avrasya oluşumunun giderek somutlaştığının da bir göstergesi olmaktadır. Öte yandan, Avrupa’nın güvenliğini yeniden yapılandırması ve Münih Güvenlik Konferansı belgesinde Türkiye’nin bölgesel aktör olarak rolünün ifade edilmesi Türkiye’nin önemini tekrar göstermiştir. Türkiye’nin Londra ve Paris zirvelerine davet edilmesi; savunma sanayii, ordu, stratejik konumu başta olmak üzere sahip olduğu özellikleriyle Türkiye’nin, Avrupa güvenliği açısından önemini göstermektedir.
*Görsel: AP News
[1] Ayhan Şimşek, “Global Order Shifting From US-Led Unipolarity Toward Multipolarity: Munich Security Report”, Anadolu Agency, 10 Şubat 2025, https://www.aa.com.tr/en/europe/global-order-shifting-from-us-led-unipolarity-toward-multipolarity-munich-security-report/3477327
[2] Federico Santopinto, “The ReArm Europe Plan: Squaring the Circle Between Integration and National Sovereignty”, IRIS, 5 Mart 2025. https://www.iris-france.org/en/the-rearm-europe-plan-squaring-the-circle-between-integration-and-national-sovereignty/
[3] Şeyma Yiğit, “Fransa'da Bir Araya Gelen 37 Ülkenin Genelkurmay Başkanları Ukrayna'yı Ve Avrupa Güvenliğini Görüştü” Anadolu Ajansı, 12 Mart 2025, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/fransada-bir-araya-gelen-37-ulkenin-genelkurmay-baskanlari-ukraynayi-ve-avrupa-guvenligini-gorustu/3507138
[4] Romane Armangau, “EU Secures Digital Deal With South Korea Amid Push To Strengthen Trade Alliances “, Euronews, 10 Mart 2025, https://www.euronews.com/my-europe/2025/03/10/eu-secures-digital-deal-with-south-korea-amid-push-to-strengthen-trade-alliances
[5]“Launch of Korea-Germany Indo-Pacific Dialogue (March 10)”, Ministry of Foreign Policy Republic of Korea, https://www.mofa.go.kr/eng/brd/m_5676/view.do?seq=322758
[6]Lili Pike, "Trump’s Europe Shock Creates an Opening for China", Foreign Policy, 20 Şubat 2025 https://foreignpolicy.com/2025/02/20/trump-europe-china-tariffs-defense-spending/ ;
[7]"Foreign Ministry Spokesperson Guo Jiakun’s Regular Press Conference on February 17, 2025", Ministry of Foreign Affairs The People’s Republic of China, 17 Şubat 2025, https://www.mfa.gov.cn/eng/xw/fyrbt/202502/t20250217_11556446.html
© 2009-2025 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
D-8 TEŞKİLATI KAHİRE ZİRVESİ
Seyda Nur OSMANLI 25.12.2024 -
APEC LİMA ZİRVESİ
Seyda Nur OSMANLI 03.12.2024 -
AB-ORTA ASYA ZİRVESİ
Seyda Nur OSMANLI 08.04.2025 -
BATI’NIN YENİDEN ŞEKİLLENEN KÜRESEL GÜVENLİK ANLAYIŞI VE ASYA PASİFİK İLİŞKİLERİNE YANSIMALARI
Seyda Nur OSMANLI 19.03.2025 -
ESAD REJİMİNİN ARDINDAN SURİYE VE ÇİN
Seyda Nur OSMANLI 03.01.2025
-
TRANSADRİYATİK DOĞAL GAZ BORU HATTI (TAP)
Alev KILIÇ 05.10.2012 -
“GERÇEK” VE “SAHTE” YER DEĞİŞTİRİYOR: KARABAĞLI ERMENİLER’İ ÇAĞIRAN ERMENİSTAN’DAN SERT U-DÖNÜŞÜ
Hazel ÇAĞAN ELBİR 08.11.2023 -
AĞRI VE NEMRUT’TA ERMENİSTAN BAYRAĞI
Şakire FURTUN 20.08.2015 -
BİR ÇOBANIN ÖLÜMÜ
Alev KILIÇ 05.08.2013 -
KALİFORNİYA’DA ERMENİ LOBİLERİNİN TÜRKİYE’YE KARŞI YAPTIRIM UYGULANMASINI İSTEDİĞİ TASARI VALİ TARAFINDAN REDDEDİLDİ
AVİM 08.10.2018
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
“BOLŞEVİK İHTİLALİ SONRASI KAFKASYA’DA TÜRKLER VE ERMENİLER” BAŞLIKLI KONFERANS