ABD’NİN ORTA ASYA’YA İLGİSİ
Yorum No : 2021 / 38
23.06.2021
9 dk okuma

Orta Asya, özellikle Soğuk Savaş döneminden başlayarak günümüzde Orta Asya devletlerinin bağımsızlıklarının 30.yılını kutladıkları döneme gelinceye kadar Amerikan dış politikası nezdinde ikinci derecede öneme sahip, etki alanı dışında bir bölge olarak görülmüştür. 1990’ların ilk yarısında SSCB’den geriye kalan nükleer kapasiteleri sebebiyle, 1990’ların devamında enerji kaynaklarının yeniden keşfedilmesiyle ve 1990’ların sonunda demokrasi ve insan hakları ihlalleri gibi konularla gündeme gelen Orta Asya özellikle ticari ilişkiler, enerji koridorları ve güvenlik unsurları nedeniyle dinamik bir bölge olmuştur.

ABD tarihinde 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından güvenlik algısı farklı bir boyuta taşınmış ve bu kapsamda “terörle mücadele” adı altında ABD kimi ülkelere birliklerini konuşlandırmıştır. ABD bu çerçevede özellikle Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerine yönelik askeri kurulumunu başlatmıştır.[1] İlk olarak, 11 Eylül 2001’de meydana gelen saldırıların üzerinden 1 ay geçmeden, dönemin ABD Başkanı George W. Bush, “Sonsuz Özgürlük” adı altında Afganistan’da teröre karşı operasyonların başlatıldığını ilan etmiştir. Ayrıca 11 Eylül’ün ardından Orta Asya ülkeleri de ortaya çıkan siyasi şartlar nedeniyle ABD’ye hava sahalarını açmak zorunda kalmışlardır. O zamanlarda ABD, Özbekistan ve Kırgızistan’da görece daha kolay üsler elde etse de Tacikistan’da üs edinemeyince yeni bir strateji belirleyerek burada askeri eğitim merkezi açmaya karar vermiştir. Ayrıca üs anlaşmasını gerçekleştirebilmek için Orta Asya devletlerine helikopter hediye etmiştir. ABD’nin göze aldığı tüm bu maliyetler Orta Asya’nın jeopolitik önemini ortaya koymaktadır.[2]

11 Eylül döneminden başlayarak terörle mücadele söylemi kapsamında Afganistan topraklarında gerçekleştirilen onlarca askeri operasyonun ardından ABD Başkanı Joe Biden, bu yıl 11 Eylül terör saldırılarının yirminci yıldönümüne kadar Afganistan’dan ABD askerlerinin tamamen çekileceğine dair söylemlerle bulunmuştur. Ancak ABD, buradan çekilse de askeri varlığını farklı bölgelere taşıma peşindedir. ABD’nin bu çerçevede tercih ettiği seçeneğin Orta Asya olacağı bildiriliyor.[3] Bu noktada denkleme iki büyük güç dahil oluyor; Çin ve Rusya. Bölgedeki etkisi en yoğun olan devlet Rusya olarak gösterilebilir. Rusya’nın Kırgızistan ve Tacikistan’da üsleri bulunmakta; Çin’in ise Tacikistan’ın uzak doğusunda küçük bir üssü bulunmaktadır.[4] Pek çok alanda ABD ile rekabet içinde olan Çin ve Rusya açısından ABD’nin Orta Asya’daki varlığını artırmaya yönelik çabaları kabul edilemez bir girişim olarak yorumlanabilecektir.

ABD’nin geri çekilmesi, Rusya ve Çin’i bölgedeki tek güvenlik sağlayıcıları olarak bırakacaktır. ABD’nin Orta Asya’da yeniden üs kurma isteğindeki itici güçlerden biri de budur. Çin’in bölgede giderek yükselen ekonomik varlığı ve Rusya’nın bölgedeki güçlü siyasi etkisi ve güvenlik ilişkileri ile ABD, askeri üs kurma çabalarıyla bölge devletleriyle siyasi ve güvenlik ilişkilerinin gelişiminde Çin ve Rusya’ya meydan okumaktadır. Çin ve Rusya ise bölgede ABD üssünün kurulmasıyla artabilecek Batı faaliyetlerinden endişe duymakta. Bu çerçevede Rusya ve Çin’in, ABD varlığına karşı birlikte verecekleri rekabet oldukça aktif bir seyir izleyecektir.[5]

Geçtiğimiz günlerde Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) bir toplantısına katılarak esas olarak Batı’yı ele alması ve bu kapsamda ABD ve NATO’nun eylemlerine dair eleştirilerini vurgulaması da Rusya’nın rahatsızlığını ortaya koymaktadır. Bundan birkaç hafta sonra 19 Mayıs’ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, KGAÖ ülkelerinden diğer dışişleri bakanlarıyla görüşmek üzere gerçekleştirdiği Duşanbe ziyaretinde ise Tacik mevkidaşı ile temasları dikkat çekmiştir. Bu görüşme sonrasında bakanlar Rusya ile Tacikistan arasında birleşik bir hava savunma sistemi kurulduğunu duyurmuşlardır. Benzer bir sistemin oluşturulması konusunda Kırgızistan ile müzakereler devam etmektedir. Ayrıca Rusya’nın Rus askeri üniversitelerinde Tacik askerlere eğitim vermek üzere hazır oldukları ve Tacik ordusunun Eylül ayında yapılması planlanan Rusya liderliğindeki Zapad-2021 gibi tatbikatlara katılmaya devam edeceğinden bahsedilmiştir.[6]

Tacikistan’ın ardından Özbekistan ile gerçekleştirilen görüşmelerde ise Özbekistan’ın Orta Asya’da Rusya ile stratejik ortaklığı vurgulanmıştır. Rusya’dan Tacikistan ve Özbekistan’a gerçekleşen ziyaretlerin ana nedeni, Washington’un Afganistan’dan asker çekme kararının ardından Orta Asya’da oluşan güvenlik tehditleri ve ABD’nin üs kurma teklifleridir. Bu açıdan bakıldığında ABD güçlerinin geri çekilmesi, Rusya’ya Orta Asya’nın güvenliğindeki rolünü pekiştirmesi için bir alan açmakta. Güvenlik garantisi söylemleriyle Rusya, Orta Asya’da Moskova yanlısı bir tutum ve bu doğrultuda bir ekonomik ve dış politika yönelimi talep edecek gibi gözüküyor.

Orta Asya bölgesi değerlendirildiğinde Türkiye de önemli bir aktör olarak görülmelidir. Soğuk Savaş sonrası kalkan demir perdeyle Orta Asya devletleriyle yakın ilişkiler kuran Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla Orta Asya’nın Batı ile arasındaki doğal bağlantı olarak nitelendirilebilir. Türkiye’nin dış politikasında Avrasyacı boyut gelişmektedir. Doğuya yönelmenin yeni bir norm haline geldiği son zamanlarda Türkiye de doğuya yönelen bir politikayı kendi jeopolitik çıkarlarıyla birleştirmeyi hedeflemektedir. Ankara, Türk dilini konuşan Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan ile bu ortak tabanda Orta Asya’ya erişimini daha da genişletmeye çalışmaktadır. Şu anda Türkiye’nin, Türkmenistan dışındaki bölge ülkeleriyle ticari anlamda ortaklığı zayıf durumda olsa da Türkiye, 2026-2028 yılına kadar mal, yatırım, emek ve hizmetler için ortak bir pazar oluşturulmasını içeren işbirliği için ekonomik ve kültürel bir temel oluşturmayı hedeflemektedir.[7]

Bölgede Çin ve Rusya etki kapasitesi bakımından ön plana çıkarken, Türkiye kültürel anlamda önemli bir güce sahiptir ve Orta Asya devletleriyle dış ilişkilerini kuvvetli biçimde arttırmayı hedeflemektedir. Nitekim Ankara’nın bölgeye yönelik son hamleleri, Orta Asya devletleriyle ilişkilerin geliştirilmesine yönelik daha sağlam bir Türk politikasına işaret etmektedir.[8]

Orta Asya ülkelerine bakıldığında ise bu ülkelerin mümkün olduğu kadar tarafsız kalmayı tercih ettikleri gözlemlenebilmektedir. Sovyetler Birliği’nden kalma çok uzak olmayan geçmişlerinin anıları, bugün hala dış ilişkilerinde belirleyici rol oynamaktadır. Bununla birlikte Türkiye daha önce belirtildiği gibi bölge ülkeleriyle özellikle kültürel anlamda ilişkilerini geliştirmiş ve bu iletişimi ekonomik ve askeri alanlarda genişletmeyi hedefleyen bir yolda ilerlemektedir.

ABD askerleri Afganistan’dan tamamen çekilmeyi başlatmasıyla beraber yaşanan gelişmeler, Orta Asya devletlerinde güvenlik ve denge kaygısı yaratmıştır. Bu çerçevede bu devletler bir yandan Washington ile ilişkilerini gözden geçirirken bir yandan da Moskova, Pekin ve Ankara ile olan ilişkilerini değerlendirmektedir. Washington’un Afganistan’ın çevresinde bir üs kurma girişimlerinin önemli sebeplerinden birisi de ABD askeri birliklerinin çekilmesinden sonra Pekin ve Moskova’nın güç boşluğunu dolduracağından endişe ediyor olmasıdır.[9] Orta Asya devletlerinin Batıya açılan penceresi olan Türkiye, Batının bu ülkelerle ilişkilerini geliştirmesinde önemli, hatta vazgeçilmez bir konumdadır. Batı kampındaki konumuna “geri döndüğünü” beyan eden ABD’nin öncülüğünde, Batının Türkiye’ye vereceği destek Orta Asya’daki denklemde yaşanacak değişikliklerde belirleyici bir role sahip olacaktır.

 

*Fotoğraf: VOA News

 


[1] Çağrı Erhan, “ABD’nin Orta Asya Politikaları ve 11 Eylül’ün Etkileri”, Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt 1, Sayı 3 (Güz 2004), s. 123-149.

[2] Meşküre Yılmaz, “Orta Asya'da ABD Üsleri”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, 31 Ağustos 2010, https://21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/orta-asya-arastirmalari-merkezi/orta-asyada-abd-usleri

[3] Temur Umarov, “Is There a Place for a U.S. Military Base in Central Asia?”, The Moscow Times, June 7, 2021, https://www.themoscowtimes.com/2021/06/07/is-there-a-place-for-a-us-military-base-in-central-asia-a74127

[4] Bruce Pannier, “Will Central Asia Host U.S. Military Forces Once Again?”, RFERL, April 23, 2021, https://www.rferl.org/a/u-s-military-bases-in-central-asia-part-two-/31219781.html

[5] Temur Umarov, “Is There a Place for a U.S. Military Base in Central Asia?”.

[6] Nurlan Aliyev, “Russia’s Power Play In Central Asia”, The Oxus Society For Central Asian Affairs, May 24,2021, https://oxussociety.org/russias-power-play-in-central-asia/

[7] Emil Avdaliani, “Turkey’s Return To Central Asia”, RUSI, April 2021, https://rusi.org/commentary/turkey%E2%80%99s-return-central-asia

[8] Ibid.

[9] Niu Song, “Hosting US military bases a hot potato for Afghanistan’s neighbors”, Global Times, June 10, 2021, https://www.globaltimes.cn/page/202106/1225915.shtml


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten