1994 Ruanda Soykırımı yakın dönem insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biridir. Srebrenitsa soykırımı ile birlikte yetkili bir uluslararası mahkeme tarafından soykırım olduğu hukuken kabul edilmiş iki olaydan biridir. 100 gün içinde 800 binden fazla Tutsi ve ılımlı Hutu’nun aşırı uç Hutular tarafından katledilmesi ile sonuçlanan bu soykırım, on yıllardır süren Tutsi-Hutu etnik çatışmasının son noktaya ulaşması sonucu oluşmuştur. Bu trajik olay, Ruanda Katolik Kilisesi’nin Ruanda Soykırımı sırasında yapılan sistematik katliamlarda kilise üyelerinin oynadığı rol sebebiyle özür dilemesiyle tekrar gündeme gelmiştir.
20 Kasım tarihinde Ruanda Katolik Kilisesi’nin söz konusu özrü, Katolik Piskoposlar Konferansı üyesi dokuz piskoposun imzasını taşıyan ortak bir bildirinin parçası olarak, uzlaşı ve merhameti teşvik etmek için geçtiğimiz yıl Papa Fransuva tarafından ilan edilen ‘Olağanüstü Merhamet Jübilesinin’ son gününde ülkedeki tüm Katolik kiliselerde okunmak suretiyle yapılmıştır.
Basında çıkan haberlere göre, söz konusu özür kısmen şu sözleri içermektedir:[1]
Kilisenin yaptığı tüm yanlışlar için özür diliyoruz. Tüm Hristiyanlar adına yaptığımız yanlışların her türlüsü için özür diliyoruz. Tanrı'ya bağlılık yeminlerini bozan kilise üyelerini esefle karşılıyoruz.
Her ne kadar Kilise kimseyi kötülük yapmak için yollamadıysa da, özellik biz Katolik din adamları Tutsi’lere yönelik 1994 Soykırımı’ndaki rolü olan bazı kilise üyeleri, rahipler ve kendini Tanrı’ya ve genel anlamda Hristiyanlara adayan insanlar için tekrar özür diliyoruz.
Bu özrün özellikle Ruanda Soykırımı sırasında bazı Katolik Kilisesi üyelerinin oynadığı rol ile bağlantılı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Katliamları engellemeye çalışan rahipler dışında, Ruanda’daki bazı Katolik Kilisesi üyeleri katliamlara göz yummak veya yardım etmekle suçlanmaktadır. Hatta bazılarının değişik şekillerde katliamlara aktif olarak katıldığı belirtilmektedir. Azınlık durumundaki etnik Tutsilerin sığındığı ancak Hutu milislerce ele geçirildikleri birçok kilisede korkunç katliamlar işlenmiştir. Bu katliamların en bilinenlerinden biri, bir kilisenin Athanse Serobamba adlı bir Katolik rahibin emriyle buldozerlerle yerle bir edilmesi sonucu iki bin Tutsi sığınmacının öldürülmesidir.
Sonuç olarak, birçok kişi BM Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi (RUCM) ve yerel mahkemeler tarafından yargılanmıştır. RUCM’de aleyhine dava açılan 93 kişiden dördü Katolik rahip olup, bunlardan ikisi suçlu bulunmuştur (suçlu bulunan iki kişiden biri olan Seromba ömür boyu hapisle cezalandırılmıştır).[2]
Katolik Kilisesi tarafından yapılan özrün açıklamasının birçok Ruandalı ve Ruanda hükümetinin gözünde yetersiz bulunduğu anlaşılmaktadır.[3] Kilisenin açıklamasına karşılık olarak Ruanda hükümeti şu açıklamayı yayınlamıştır:[4]
Ruanda Hükümeti, dokuz Katolik piskoposunun Tutsilere karşı yürütülen soykırımda bazı Katolik Kilisesi üyelerinin işledikleri bazı fiiller için genel anlamda özür dileme girişimini not etmektedir.
Bu adım bireysel pişmanlık ifadeleri olarak olumlu karşılanmaktadır. Ancak, bu adımın eksikleri Katolik Kilisesi’nin ahlaki ve hukuki sorumluluklarıyla tam ve dürüst bir şekilde hesaplaşmaktan ne kadar uzak olduğunu göstermiştir.
Öncelikle, piskoposların bazı isimsiz şahıslar adına özür dilemekle Katolik Kilisesi’ni Soykırımla ilgili suçlardan bir bütün olarak aklama girişiminde oldukları görülmektedir.
İkinci olarak, bazı rahiplerin, kendilerini bu pişmanlık ifadesinin dışında tutmak için, piskoposlarca yayınlanan bu mesajı planlananın aksine cemaatlerine okumayı reddettiğini görmek üzüntü vermiştir.
Son olarak, işlenen suçların boyutu göz önünde bulundurulduğunda Vatikan’ın, daha önce daha düşük çaptaki olaylarda yaptığı gibi, özür dilemesi için yeterli sebep bulunmaktadır.
Ruanda Hükümeti, piskoposları soykırım ideolojisiyle mücadelenin önemi konusunda öne sürdükleri hususlar sebebiyle takdir etmektedir. Hükümet, Katolik Kilisesi’nin, Ruandalıların son yirmi yılda yaptığı gibi bahane üretmeden veya korkmadan geçmişiyle yüzleşmesini teşvik etmek amacıyla Kilise önde gelenleriyle açık ve samimi diyalog kurma girişimlerini sürdürecektedir.
Hükümetin açıklamasına paralel olarak, birçok kişi kilisenin bazı üyelerin rolü için değil, kilisenin kurum olarak soykırımdaki rolü için özür dilemiş olması gerektiğine inanmaktadır. Nitekim Ruanda Katolik Kilisesi katliamlar sırasındaki eylemsizliği ve ihmali sebebiyle yaygın bir şekilde suçlanmaktadır. Katolik Kilisesi’nin Ruanda’daki etkin konumu dikkate alındığında, soykırım sırasında katliamları önleyici bir rol üstlenebileceği yaygın bir şekilde ifade edilmektedir. Hatta sağ kurtulan birçok Tutsi Ruanda Katolik Kilisesi’nin kilise hiyerarşisinin en tepesinden başlamak üzere katliamların faillerinin yanında yer aldığına inanmaktadır. Örneğin, 1994’te çatışmalarda öldürülen Kigali Başpiskoposu Vincent Nsengiyumva’nın katliamları yapan Hutu yapılanmasının merkez teşkilatında yer aldığı belirtilmektir.[5] Ancak hükümet açıklamasında da belirtiği üzere, söz konusu özür birçok kişi tarafından “Katolik Kilisesi’ni Soykırımla ilgili suçlardan bir bütün olarak aklama girişimi” olarak görülmektedir ve samimi bir özür olarak görülmemektedir. Özrün Ruanda’daki Katolik kiliselerin hepsinde okunmamış olduğu gerçeği de bu algıyı güçlenmektedir.
Ruanda hükümetinin açıklamasında da ima edildiği üzere, konuya ilişkin yaklaşımı dolayısıyla Vatikan da eleştirilmektedir. Vatikan uzun süreden beri Ruanda Katolik Kilisesi’nin katliamlardaki rolünü inkâr etmekle suçlanmaktadır. Bu bağlamda, Vatikan’ın Roma Katolik Kilisesi’ni, katledilenler arasında rahip ve rahibelerin de bulunması sebebiyle toplu katliamların ve kilisenin birçok üyesini hapsetmesi ve lider takımını suç ortaklığı ile suçlaması sebebiyle mevcut Ruanda hükümetinin mağduru olarak sunduğu ifade edilmektedir. Ayrıca, Roma Katolik Kilisesi’nin ve üyelerinin soykırımın faillerinin Ruanda’dan kaçmasına yardımcı olduğu veya Ruanda’ya iade edilmesini engellediği iddia edilmektedir.[6]
Sonuç olarak, birçok Ruandalı Vatikan’dan Ruanda’daki Katolik Kilisesi’nin soykırımdaki ve sonrasındaki rolü sebebiyle yıllardır özür beklemektedir. Birçok kişi Vatikan’ın Katolik Kilisesi’nin en azından “ihmal suçu” işlediğini kabul etmesini beklemektedir. Ruanda Katolik Kilisesi tarafından yapılan özür şüphesiz olumlu bir adımdır ve hiç kuşkusuz Vatikan’ın bilgisi dahilinde yapılmıştır. Bununla birlikte Vatikan birçok kişinin gözünde konudan uzak durmaya çalışmaktadır. 1990 yılından bu yana tek bir papanın bile Ruanda’yı ziyaret etmediği düşünülürse,[7] Papa Fransuva’nın 1915 olayları çerçevesinde asılsız iddialar ve suçlamalar yaparak dikkatleri başka yöne çevirmek yerine Katolik Kilisesi’nin 1994 Ruanda Soykırımı’ndaki rolüne odaklanması gerektiği açıktır.
*Fotoğraf: The New Times
[1] “Catholic Church in Rwanda apologises for role in 1994 genocide”, Vatican Radio, 22 November 2016, http://en.radiovaticana.va/news/2016/11/22/catholic_church_in_rwanda_apologises_for_role_in_genocide/1273928
“Catholic Church in Rwanda apologizes for role in genocide”, Deutsche Welle, 21 November 2016, http://www.dw.com/en/catholic-church-in-rwanda-apologizes-for-role-in-genocide/a-36471020
“Catholic Church apologises for role in 1994 Genocide”, The New Times, 21 November 2016, http://www.newtimes.co.rw/section/article/2016-11-21/205558/
[2] “Rwanda's Catholic Church says sorry for its role in 1994 genocide”, CNN, 21 November 2016, http://edition.cnn.com/2016/11/21/africa/rwanda-catholic-church-apology/
[3] [3] “[LETTERS] Genocide against the Tutsi: How remorseful is the Catholic Church?”, The New Times, 23 November 2016, http://www.newtimes.co.rw/section/article/2016-11-23/205613/
“Take Catholic Church apology with a pinch of salt”, The New Times, 22 November 2016, http://www.newtimes.co.rw/section/article/2016-11-22/205581/
Sunny Ntayombya, “Rwanda: The Catholic Church - When an Apology Isn't an Apology”, All Africa, 23 November 2016, http://allafrica.com/stories/201611230149.html
[4] Republic of Rwanda, “Statement on the Message of Rwandan Catholic Bishops”, 23 November 2016, http://gov.rw/newsdetails2/?tx_ttnews%5Btt_news%5D=1639&cHash=a3519f3e839ac977cf175334e240a5ce
[5] Martin Kimani, “For Rwandans, the pope's apology must be unbearable”, The Guardian, 29 March 2010, https://www.theguardian.com/commentisfree/belief/2010/mar/29/pope-catholics-rwanda-genocide-church
[6] Chris McGreal, “The Catholic church must apologise for its role in Rwanda's genocide”, The Guardian, 8 April 2014, https://www.theguardian.com/commentisfree/2014/apr/08/catholic-church-apologise-failure-rwanda-genocide-vatican
Chris McGreal, “Hiding in plain sight in France: the priests accused in Rwandan genocide”, The Guardian, 7 April 2014, https://www.theguardian.com/world/2014/apr/07/rwanda-genocide-20-years-priests-catholic-church
[7] Kenneth Agutamba, “Pope Francis fails to end Vatican silence on Rwanda”, The New Times, 29 November 2015, http://www.newtimes.co.rw/section/article/2015-11-29/194830/
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
ALMANYA TÜRK KARŞITLIĞINDA ÖN SAFLARDA
Ali Murat TAŞKENT 23.06.2015 -
ÜÇÜNCÜ DOĞALGAZ İHRAÇ EDEN ÜLKELER FORUMU ZİRVESİ
Ali Murat TAŞKENT 08.12.2015 -
ÖZBEKİSTAN OLGUNLUĞUNU GÖSTERİYOR
Ali Murat TAŞKENT 29.09.2016 -
AVRUPA KONSEYİ PARLAMENTER MECLİSİ SİYASİ İŞLER KOMİTESİNİN ONAYLADIĞI KARAR TASARISI
Ali Murat TAŞKENT 30.11.2015 -
FRANSA DİKKATLERİ RUANDA SOYKIRIMI'NDAKİ ROLÜNDEN BAŞKA YÖNE ÇEKMEKLE SUÇLANIYOR
Ali Murat TAŞKENT 12.12.2016
-
AZERBAYCAN ERMENİSTAN BARIŞININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Tuğçe TECİMER 23.07.2024 -
BATILI MÜTTEFİKLERİNİN TÜRKİYE’YE BAKIŞI NESNEL VE DENGELİ MİDİR?
AVİM 16.07.2020 -
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN YEPYENİ VE “İMTİYAZLI” ORTAĞI: ERMENİSTAN
Tutku DİLAVER 06.12.2017 -
AVİM VE AÜSBF ULUSLARARASI SİYASİ VE EKONOMİK İLİŞKİLER ARAŞTIRMA MERKEZİ, “KARADAĞ VE BALKANLAR” TOPLANTISI
AVİM 16.03.2015 -
FELAKET BEKLENTİSİ
Ömer Engin LÜTEM 12.08.2012
-
THE TRUTH WILL OUT -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2023 -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2022 -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2021 -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2020 -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2019 -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2018 -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
Ermeni Sorunu Temel Bilgi ve Belgeler (2. Baskı)
-
EU-TÜRKİYE COOPERATION IN CENTRAL ASIA AND SOUTH CAUCASUS: TOWARDS SUSTAINABLE ENGAGEMENT IN ENERGY AND CONNECTIVITY -
AVİM 2023 YILLIK RAPOR | ANNUAL REPORT -
ÇAĞDAŞ BATI AVRUPA AKADEMİ DÜNYASINDA IRKÇILIĞIN VE YABANCI DÜŞMANLIĞININ ARAŞTIRILMASININ ZORLUĞU: FRANSA ÖRNEĞİ
-
"BİR ERMENİ OKULUNUN PANORAMASI: SANASARYAN KOLEJİ" BAŞLIKLI KONFERANS