YENİ ÇALIŞMA ALMANYA’DA YABANCI DÜŞMANLIĞININ YÜKSELDİĞİNİ GÖSTERİYOR
Analiz No : 2018 / 33
10.12.2018
5 dk okuma

1993 yılında Solingen’de meydana gelen acı verici kundaklama saldırısının 25. yıldönümü vesilesiyle kaleme aldığımız konuya ilişkin yazımızda, “… ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve Müslüman karşıtlığı yükseliş içindedir. Özellikle, saldırganlık ve şiddet içeren yabancı düşmanlığı şimdi aşırı düzeylere ulaşmış ve eski tür ırkçılığın yerini almıştır. Irkçı tür ayrımcılık metamorfoza uğrayarak, halk tarafından kabul gören aşırı yabancı düşmanlığına dönüşmüştür.” ifadelerini kullanmıştık.[1]

Geçtiğimiz günlerde 7 Kasım 2018 tarihinde, Almanya’daki otoriterlik ve aşırı sağ eğilimleri ile ilgili olarak yapılan Leipzig Otoriterlik Çalışması 2018’in bulguları Berlin’de, Leipzig Üniversitesi Aşırı Sağ Aşırıcılğı ve Demokrasi Araştırması için Yetkinlik Merkezi’nden Dr. Oliver Decker ve Profesör Elmar Brähler tarafından kamuoyuna sunulmuştur. Konuya ilişkin olarak yapılan duyurudan, söz konusu çalışmanın Heinrich Böll ve Otto Brenner Vakıfları ile iş birliği halinde yürütüldüğünü anlıyoruz.[2]

Söz konusu çalışmanın ana bulguları, Leipzig Üniversitesi’nin “Yaklaşık üç Almandan biri yabancı düşmanlığı görüşlerini destekliyor: bireysel gruplara ilişkin ön yargı yükseliyor” başlıklı Basın Açıklamasında duyurulmuştur. Çalışma direktörü Dr. Decker’e göre, araştırma “oldukça açık biçimde yabancı düşmanlığının ülke çapında artan biçimde yaygın hale geldiğini göstermektedir.” [3]

Yapılan açıklamalardan, araştırmacıların çalışma kapsamında 2416 (batı bölgesinden 1918, doğu bölgesinden 498) kişi ile görüşme gerçekleştirdikleri ve sağ kanat otoriter diktatörlük yandaşlığı, yabancı düşmanlığı, Yahudi düşmanlığı, sosyal Darwinism, şovenizm ve Nasyonal Sosyalizmin önemsizleştirilmesi gibi konuları araştırdıkları anlaşılmaktadır.

Çalışmanın bulgularına göre, Almanların toplam yüzde 36’sı yabancıların Almanya’ya sadece refah devletini sömürmek için geldikleri (doğu: yüzde 47,1, batı: yüzde 25) cümlesi ile aynı fikirdedirler. Dörtte birinden fazlası, iş imkanlarında daralma olması halinde yabancıların kendi ülkelerine yollanması taraftarıdır. Yaklaşık yüzde 36’sı Almanya’nın tehlikeli biçimde aşırı yabancı kalabalığı içinde boğulduğunu düşünmektedir (doğu: yüzde 44,6, batı: yüzde 33,3).

Çalışmanın bulguları ayrıca, “Müslümanlara yönelik ön yargıda alarm verici bir artış” olduğunu ortaya koymaktadır. Profesör Brähler’e göre, “2010 yılında anket katılımcılarının yüzde 33’ü yüksek sayıda Müslüman nedeniyle kendi ülkelerinde kendilerini yabancı olarak hissettiklerini belirtirken, 2018’de bu sayı batı ve doğu Almanya’nın her ikisinde yüzde 55’e yükselmiştir.”

Araştırmanın bulguları Yahudi Düşmanlığının yaygın olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, on anket katılımcısından biri “Yahudiler ile ilgili özel bir durum var ve onlar gerçekten bize uymuyor” tümcesi ile açık biçimde, buna ek olarak yüzde 20’si söz konusu tümce ile dolaylı şekilde aynı fikirdedir. Anket katılımcıları üçte bire varan bir oranda Yahudi Düşmanı tümcelerin en azından bir bölümüyle mutabıktır. Esasında, çok kısa bir süre önce yayınlanan Almanya’da Yahudi Düşmanlığına dair kapsamlı CNN raporu benzer sonuçlara işaret etmektedir. CNN’e göre, Almanya Yahudilerinin %776’sı Yahudi Düşmanlığının bir sorun olduğunu düşünürken, Almanya’daki Yahudi olmayanların %77’si bunun tersini düşünmektedir. Ayrıca, genç Alman yetişkinlerinin %44’ünün Holokost hakkında hiç denecek kadar az şey bilmeleri çarpıcıdır.[4]

Araştırma Sinti ve Romanlara karşı da yaygın ön yargı olduğunu ortaya koymaktadır. Almanların yüzde 60’ı Sinti ve Romanların suça eğilimli olduğu tümcesiyle aynı fikirdedir. Doğu Almanya’da halkın yüzde 70’i bu görüşü desteklemektedir.

Prof. Brähler, “aşırı sağ görüşlere sahip kişilerini şimdi CDU ve SPD partilerinden uzaklaştıklarını, AfD’de de (Almanya için Alternatif) kendilerine yeni bir yuva bulduklarını” ifade etmektedir.

Çalışma esas olarak Avrupa dijital basınında “Çalışma, Almanya’da yabancı düşmanlığında artış buluyor” ve “Çalışma, Almanya’da yabancı karşıtlığı tutumunda artış buluyor” şeklinde başlıklarla yansıtılmıştır.[5]

Araştırmanın sonuçları kendi kendisini açıklayan niteliktedir. Yukarıda değindiğimiz yazımızda belirtiğimiz üzere, tarihçi Eric Hobsbawn 1991 yılında “yabancı düşmanlığı 20 inci yüzyılın sonunda kitle ideolojisi olmuş gibi görünüyor” demişti.” Öyle gözükmektedir ki, bu öngörü 21 inci yüzyılın ilk çeyreğinde çok ciddi bir gerçeğe dönüşmüştür.

**Bu analiz yazısının aslı İngilizce olarak kaleme alınmıştır.

**Fotoğraf: Deutche Welle

 


[1] Teoman Ertuğrul Tulun, “Remembering Solingen: The fractious rise of extreme xenophobia in Western Europe”, Hürriyet Daily News, 19 Mayıs 2018.

[2] “Leipziger Autoritarismus-Studie 2018: Methode, Ergebnisse und Langzeitverlauf” (Heinrich Böll Stiftung, 07 Kasım 2018), https://www.boell.de/de/2018/11/07/leipziger-autoritarismus-studie-2018-methode-ergebnisse-langzeitverlauf.

[4] Michael Kaplan, “The Word Jew Was Not a Common Insult When I Went to School...It Is Now,” CNN, November 28, 2018.

[5] “Anti-Foreigner Attitudes on the Rise in Germany, Study Finds,” The Local, November 8, 2018, https://www.thelocal.de/20181108/anti-foreigner-attitudes-on-the-rise; Nikolaj Nielsen, “Xenophobia on the Rise in Germany, Study Finds,” Euobserver, November 9, 2018, https://euobserver.com/migration/143336.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten