LSE ÇAĞDAŞ TÜRK ÇALIŞMALARI KÜRSÜSÜ’NÜN DÜZENLEDİĞİ KONFERANS
Yorum No : 2015 / 80
04.06.2015
4 dk okuma

Daha önce AVİM’in dikkat çektiği üzere,[1] 11-13 Mayıs 2015 tarihleri arasında, London School of Economics and Political Science (LSE) üniversitesi bünyesindeki Contemporary Turkish Studies (Çağdaş Türk Çalışmaları) kürsüsünün “Encountering the Past in Turkey” (Türkiye’de Geçmişle Yüzleşmek) adı altında düzenlediği ve Türkiye ve Türk karşıtı görüşlerin yer aldığı bir konferans düzenlenmiştir.

LSE’nin web sitesindeki konferans bilgilerinden de anlaşılacağı gibi,[2] konferansta 1915 olayları ile ilgili tek taraflı görüşler sunulmuştur. Konuşmacıların “Ermeni Soykırımı” iddiasını tartışılmaz bir gerçek olarak kabul ettikleri ve konferansta buna karşıt bir görüşü savunan herhangi bir konuşmacının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tek taraflı görüşlerin sunulması bir yana, AVİM’e ulaşan bilgilere göre, konferans Türkiye’yi karalama platformu haline dönüşmüştür. Konuşmacılar, pek çok yanlış bilgi ortaya koyarak Türkleri ve Türkiye’yi karalamaya, suçlamaya ve eleştirmeye çalışmıştır.

Ayrıca, karşıt görüşlerini dile getirmek isteyen ve konuşmacıları eleştirmeye çalışan dinleyicilerin de sözlü tacizler, alaycı tavırlar ve söz kesmelerle susturulmaya çalışıldığı öğrenilmiştir. Konuşmacıların bu tarz tavırlarla konferanstaki dinleyicilere kendi görüşlerini dayattığı ve farklı görüşleri bastırmaya çalıştığı görülmektedir. Konuşmacıların ‘Ermeni soykırımı’ iddialarını reddetmekle Holokost inkarcılığını bir tuttukları da gözlemlenmiştir. ‘Ermeni soykırımı’ iddialarının hukuki ve tarihsel olarak kanıtlanamadığını vurgulamakta tekrar fayda vardır. Dolayısıyla, ‘Ermeni soykırımı’ iddiasını reddetmeyle Holokost inkarcılığını eşit tutmamak gerekmektedir.

Katılımın ücretsiz ve halka açık olduğu duyurulan konferansa katılan bazı kişilerin sorgulandığı da gözlemlenmiştir. Kim oldukları, ne iş yaptıkları, kimin için çalıştıkları, konferansa ne amaçla katıldıkları ve kim tarafından gönderildikleri gibi tuhaf sorular sorulmuştur. Ayrıca, konferansta fotoğraf çekilmesi ve ses kaydı alınması engellenmiştir.

Konferansın tanıtıldığı belgede “konferansın Türkiye’de başlamış olan toplumsal barışma eylemlerine katkıda bulunması umulmaktadır” denmiştir. Ancak, bu şekilde yürütülen bir konferansın nasıl bu amaca hizmet etmesinin beklendiği anlaşılmamaktadır. Bir ülkeye körü körüne suçlu muamelesi yapıldığı ve adaletli bir tartışma ortamının olmadığı bir konferansta uzlaşmaya katkıda bulunmak mümkün değildir.

Bunların dışında, konferansı düzenleyenler tarafından “konferansı beğenmiyor ve burada dile getirilen görüşlere katılmıyorsanız, kendi konferansınızı yapın” yolunda açıklamaların yapıldığı öğrenilmiştir. Buradaki asıl sorun dile getirilen görüşler değildir. Herkes istediği şeyi düşünmekte ve dile getirmekte özgürdür. Asıl sorun, bu görüşlerin dile getiriş şekli ve bunlara muhalif fikirlere gösterilen tahammülsüzlük ve saygısızlıktır. LSE gibi saygın bir üniversitede düzenlenen bir konferansın farklı görüşlere açık ve hoşgörülü olması gerekirdi. Ancak ne yazık ki, bu konferansta tam tersi olmuş, akademik ilkelere ve demokrasi ve ifade özgürlüğü evrensel ilkelerine tamamen aykırı bir şekilde yönetilmiştir.

Çağdaş Türk Çalışmaları kürsünün Türkiye’nin yerden yere vurulduğu bu etkinliği düzenlemiş olması da işin üzücü bir başka yanıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türkiye’deki başka kaynakların desteği ve fonları ile kurulan bu kürsünün böyle etkinliğin bir parçası olmaması gerekirdi.

Bugün, 1915 olayları ile ilgili karalamalara, suçlamalara ve eleştirilere sürekli maruz kalan Türkiye’de bile, insanlar bu konu hakkındaki görüşlerini serbestçe dile getirebilmektedir. LSE ve Çağdaş Türk Çalışmaları kürsünün, fikirlerin serbestçe konuşulabildiği, adaletli bir tartışma ortamı sağlamasını beklerdik. Ancak ne yazık ki, bu konferans bunun tam tersini yapmıştır. LSE ve Çağdaş Türk Çalışmaları kürsüsünün, adil hafıza ışığında tarafların geçmişlerinin ve sorunlarını tartışılabildiği, çözüm önerilerinin sunulduğu, toplumsal barışa katkıda bulunacak tarafsız bir etkinlik düzenlemesini ümit ediyor ve AVİM’in böyle bir etkinliğe katkıda bulunmaya hazır olduğunu hatırlatıyoruz.

 

 


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten