
Avrupa Birliği toplumu, son zamanlarda Dağlık Karabağ bölgesi ile ilgili Ermeni görüşlerini teşvik etmek amacıyla Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen bazı kamuflaj etkinliklerine şahit oluyor. Avrupa Parlamentosu'ndaki bu program grubunun çatısı altında düzenlenen etkinliklere, Avrupa Parlamentosu ve Ermeni lobi gruplarının üyeleri tarafından ferdi olarak veya ortaklaşa ev sahipliği yapılmaktadır.
Bunlardan biri 28 Şubat'ta “Dağlık Karabağ AB 1988-2018 Dağlık Karabağ çatışmasıyla ilgili 30 yıllık AB politikasının muhasebesi” adı altında düzenlenmiştir. Etkinliğin organizatörleri Ermeni Genel Hayırseverlik Birliği (AGBU) Avrupa ve Ermenistan'ın Avrupalı Dostları (EuFoA) örgütleriydi. Diğer bir olay ise 27 Şubat'ta kamuya açık bir tartışma formatında düzenlendi. Etkinliğin başlığı, “Dağlık Karabağ'ın Meşru Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı Üzerine Kolokyum” olarak belirlenmişti. [1]
Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Michèle Rivasi (Verts / A LE) ve Lars Adaktusson (EPP), Ermenistan Adalet ve İnsan Hakları Hukuk Merkezi (ALC), Tufenkian Vakfı ve Avrupa Ermeni Adalet ve Demokrasi Federasyonu (EAFJD) tarafından organize edilmiştir. Kolay anlaşılacağı üzere, ALC, Tufenkian Vakfı ve EAFJD, Ermenilerin AB'deki paravan kuruluşlarıdır.
Dr. Alfred de Zayas, Dr. Paul Williams, Dr. Sergey Markedonov, Armine Aleksanyan, (Dağlık Karabağ Bölgesi Dışişleri Bakan Yardımcısı), Kolokyumdaki konuşmacılardı. Giro Manoyan (Adalet ve İnsan Hakları için Ermenistan Hukuk Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi) moderatörlüğünde gerçekleşti.[2]
Kolokyum çeşitli sonuçlara ulaşmıştır. Bunlardan biri, Dağlık Karabağ bölgesinin öncelikli konu olması ve herhangi bir barış sürecinin nesnesi haline gelmemesiydi. İkinci olarak, Karabağ bölgesinde bulunanlar da dahil olmak üzere herhangi bir ülkedeki herhangi bir halk, uluslararası hukuka göre bağımsızlık ilan etme hakkına sahiptir. Üçüncü olarak, uluslararası hukuka göre, her ülke, kendi iç hukukuna tabi olan kişilerin bağımsızlık ilanlarına şiddete başvurmadan karşılık vermelidir. Dördüncü olarak, Dağlık Karabağ bölgesini işgal eden devlet birkaç nedenden ötürü bir devlet olarak görülmelidir. Bunlar arasında, kazanılan egemenlik kavramına dayanan işleyen bir devlet olduğu; yani kurumsal kapasiteye sahip olması; demokratik olarak seçilmiş bir hükümete sahip olması; sınırları üzerinde kontrolünün olması ve işleyen bir sivil topluma sahip olması, sayılabilir. Beşinci olarak, uluslararası toplum resmi statüsüne bakılmaksızın Dağlık Karabağ bölgesini işgal eden devletle etkileşimde bulunmalıdır. Altıncı olarak, uluslararası hukukun devletler arasında etkileşim için bir çerçeve oluşturması doğrudur. Bununla birlikte, uluslararası hukuk kendi başına çatışmaları çözmek için tek araç olarak hizmet edemez. Aktörler, çatışmayı çözmek için politika gibi diğer araçları da kullanmalıdır. Yedinci, güven inşa etme, barış ve nihai karar için kilit bir araçtır. Son olarak, Ermeni Fobisi retoriği ve savaş çığırtkanlığının tırmanması cesaretlendirilmeli ve uluslararası hukuka göre şiddet ve nefrete tahrikin yasaklandığı hatırlatılmalıdır. [3]
Yukarıda belirtilen sonuçlara varılmasına rağmen, ilk olarak, katılımcıların hiçbiri, Azerbaycan'dan bahsetme gereğini ya da Azerbaycan'ın, çatışma ya da barış sürecinin ana konusu olarak yer alma gereğini hissetmemiştir. İkinci olarak, katılımcıların hiçbiri, Ermenilerin Dağlık Karabağ bölgesinde hedeflerine ulaşmak için kullandıkları şiddet miktarından bahsetme gereğini hissetmemiştir. Üçüncü olarak, demokratik olarak işleyen bir bölge olduğu iddiası, Ermeniler tarafından zorla ve şiddete maruz bırakılan 600.000 Azerbaycanlıyı tamamen hiçe saymaktadır. Ermenistan'ın işgalin altındaki komşu bölgeler de eklendiğinde, bu sayı bir milyona kadar çıkmaktadır.[4] Bölgeye işleyen bir demokrasi olarak bakıldığında, bu 600.000 Azerbaycanlının bölgede oy kullanamadıkları göz ardı edilmektedir.
Bazı Parlamento üyeleri ile birlikte Avrupa Parlamentosu çatısı altında yürütülen böyle kamuflajlı girişimlerin, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde herhangi bir olumlu katkı sağlayamayacağı açıktır. Aslında bu tür eylemler aksine çatışma riskini daha da artırır. Dahası, Avrupa Parlamentosu'nun saygınlığını da azaltmaktadır. Bu da Avrupa Birliği'nin Dağlık Karabağ bölgesindeki barış sürecine katkıda bulunma şansını azaltmaktadır.
[1] Harut Sassounian, “International Legal Expert Affirms Artsakh’s Right of Self-Determination”, The California Courier, y.y., www.TheCaliforniaCourier.com.
[2] “Renowned international scholars to discuss Artsakh peace process at the European Parliament”, Tufenkian Foundation, 22 Şubat 2018, http://www.tufenkianfoundation.org/news/renowned-international-scholars-to-discuss-artsakh-peace-process-at-the-european-parliament.
[3] “Nagorno Karabakh Must Be the Primary Subject and Not an Object of the Peace Process” Say Prominent International Scholars”, The European Armenian Federation for Justice and Democracy, 28 Şubat 2018, http://www.eafjd.eu/RemedialSecessionPr.html.
[4] “Azerbaijan: After more than 20 years, IDPs still urgently need policies to support full integration”, Internal Displacement Monitoring Center, 26 Mart 2014, http://www.internal-displacement.org/europe-the-caucasus-and-central-asia/azerbaijan/2014/azerbaijan-after-more-than-20-years-idps-still-urgently-need-policies-to-support-full-integration/.
Avrupa Birliği toplumu, son zamanlarda Dağlık Karabağ bölgesi ile ilgili Ermeni görüşlerini teşvik etmek amacıyla Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen bazı kamuflaj etkinliklerine şahit oluyor. Avrupa Parlamentosu'ndaki bu program grubunun çatısı altında düzenlenen etkinliklere, Avrupa Parlamentosu ve Ermeni lobi gruplarının üyeleri tarafından ferdi olarak veya ortaklaşa ev sahipliği yapılmaktadır.
Bunlardan biri 28 Şubat'ta “Dağlık Karabağ AB 1988-2018 Dağlık Karabağ çatışmasıyla ilgili 30 yıllık AB politikasının muhasebesi” adı altında düzenlenmiştir. Etkinliğin organizatörleri Ermeni Genel Hayırseverlik Birliği (AGBU) Avrupa ve Ermenistan'ın Avrupalı Dostları (EuFoA) örgütleriydi. Diğer bir olay ise 27 Şubat'ta kamuya açık bir tartışma formatında düzenlendi. Etkinliğin başlığı, “Dağlık Karabağ'ın Meşru Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı Üzerine Kolokyum” olarak belirlenmişti. [1]
Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Michèle Rivasi (Verts / A LE) ve Lars Adaktusson (EPP), Ermenistan Adalet ve İnsan Hakları Hukuk Merkezi (ALC), Tufenkian Vakfı ve Avrupa Ermeni Adalet ve Demokrasi Federasyonu (EAFJD) tarafından organize edilmiştir. Kolay anlaşılacağı üzere, ALC, Tufenkian Vakfı ve EAFJD, Ermenilerin AB'deki paravan kuruluşlarıdır.
Dr. Alfred de Zayas, Dr. Paul Williams, Dr. Sergey Markedonov, Armine Aleksanyan, (Dağlık Karabağ Bölgesi Dışişleri Bakan Yardımcısı), Kolokyumdaki konuşmacılardı. Giro Manoyan (Adalet ve İnsan Hakları için Ermenistan Hukuk Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi) moderatörlüğünde gerçekleşti.[2]
Kolokyum çeşitli sonuçlara ulaşmıştır. Bunlardan biri, Dağlık Karabağ bölgesinin öncelikli konu olması ve herhangi bir barış sürecinin nesnesi haline gelmemesiydi. İkinci olarak, Karabağ bölgesinde bulunanlar da dahil olmak üzere herhangi bir ülkedeki herhangi bir halk, uluslararası hukuka göre bağımsızlık ilan etme hakkına sahiptir. Üçüncü olarak, uluslararası hukuka göre, her ülke, kendi iç hukukuna tabi olan kişilerin bağımsızlık ilanlarına şiddete başvurmadan karşılık vermelidir. Dördüncü olarak, Dağlık Karabağ bölgesini işgal eden devlet birkaç nedenden ötürü bir devlet olarak görülmelidir. Bunlar arasında, kazanılan egemenlik kavramına dayanan işleyen bir devlet olduğu; yani kurumsal kapasiteye sahip olması; demokratik olarak seçilmiş bir hükümete sahip olması; sınırları üzerinde kontrolünün olması ve işleyen bir sivil topluma sahip olması, sayılabilir. Beşinci olarak, uluslararası toplum resmi statüsüne bakılmaksızın Dağlık Karabağ bölgesini işgal eden devletle etkileşimde bulunmalıdır. Altıncı olarak, uluslararası hukukun devletler arasında etkileşim için bir çerçeve oluşturması doğrudur. Bununla birlikte, uluslararası hukuk kendi başına çatışmaları çözmek için tek araç olarak hizmet edemez. Aktörler, çatışmayı çözmek için politika gibi diğer araçları da kullanmalıdır. Yedinci, güven inşa etme, barış ve nihai karar için kilit bir araçtır. Son olarak, Ermeni Fobisi retoriği ve savaş çığırtkanlığının tırmanması cesaretlendirilmeli ve uluslararası hukuka göre şiddet ve nefrete tahrikin yasaklandığı hatırlatılmalıdır. [3]
Yukarıda belirtilen sonuçlara varılmasına rağmen, ilk olarak, katılımcıların hiçbiri, Azerbaycan'dan bahsetme gereğini ya da Azerbaycan'ın, çatışma ya da barış sürecinin ana konusu olarak yer alma gereğini hissetmemiştir. İkinci olarak, katılımcıların hiçbiri, Ermenilerin Dağlık Karabağ bölgesinde hedeflerine ulaşmak için kullandıkları şiddet miktarından bahsetme gereğini hissetmemiştir. Üçüncü olarak, demokratik olarak işleyen bir bölge olduğu iddiası, Ermeniler tarafından zorla ve şiddete maruz bırakılan 600.000 Azerbaycanlıyı tamamen hiçe saymaktadır. Ermenistan'ın işgalin altındaki komşu bölgeler de eklendiğinde, bu sayı bir milyona kadar çıkmaktadır.[4] Bölgeye işleyen bir demokrasi olarak bakıldığında, bu 600.000 Azerbaycanlının bölgede oy kullanamadıkları göz ardı edilmektedir.
Bazı Parlamento üyeleri ile birlikte Avrupa Parlamentosu çatısı altında yürütülen böyle kamuflajlı girişimlerin, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde herhangi bir olumlu katkı sağlayamayacağı açıktır. Aslında bu tür eylemler aksine çatışma riskini daha da artırır. Dahası, Avrupa Parlamentosu'nun saygınlığını da azaltmaktadır. Bu da Avrupa Birliği'nin Dağlık Karabağ bölgesindeki barış sürecine katkıda bulunma şansını azaltmaktadır.
[1] Harut Sassounian, “International Legal Expert Affirms Artsakh’s Right of Self-Determination”, The California Courier, y.y., www.TheCaliforniaCourier.com.
[2] “Renowned international scholars to discuss Artsakh peace process at the European Parliament”, Tufenkian Foundation, 22 Şubat 2018, http://www.tufenkianfoundation.org/news/renowned-international-scholars-to-discuss-artsakh-peace-process-at-the-european-parliament.
[3] “Nagorno Karabakh Must Be the Primary Subject and Not an Object of the Peace Process” Say Prominent International Scholars”, The European Armenian Federation for Justice and Democracy, 28 Şubat 2018, http://www.eafjd.eu/RemedialSecessionPr.html.
[4] “Azerbaijan: After more than 20 years, IDPs still urgently need policies to support full integration”, Internal Displacement Monitoring Center, 26 Mart 2014, http://www.internal-displacement.org/europe-the-caucasus-and-central-asia/azerbaijan/2014/azerbaijan-after-more-than-20-years-idps-still-urgently-need-policies-to-support-full-integration/.
© 2009-2025 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
BALKANLAR'DA ÇİFTE STANDARTLARIN ÖTESİNE GEÇMEK: AGİT SEÇİM GÖZLEMLERİNE GÜVENİN YENİDEN İNŞASI
Teoman Ertuğrul TULUN 21.04.2025 -
DAĞLIK KARABAĞ’DA SÖZDE FUTBOL TURNUVASI: BM ÜYESİ ÜLKELERİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SALDIRI
Teoman Ertuğrul TULUN 22.02.2019 -
YUNAN TELEVİZYONUNDA YAYINLANAN PONTUS DRAMA DİZİSİ TARİHİ GERÇEKLERİ HİÇE SAYIYOR
Teoman Ertuğrul TULUN 04.09.2020 -
KARADENİZ HAVZASINDA AB'NİN ZORLAYICI YAKLAŞIMLARINA KARŞI İŞLEVSEL İŞBİRLİĞİ
Teoman Ertuğrul TULUN 06.05.2025 -
ERMENİSTAN, AB VE EKONOMİK DESTEK İÇİN YENİ BİR ÇERÇEVE
Teoman Ertuğrul TULUN 30.07.2018
-
HOVHANNES TUMANYAN’I ANARKEN
Çimnaz İ. DEMİRCİ 13.03.2019 -
TÜRKİYE-IRAK HAM PETROL BORU HATTI ANLAŞMASI’NIN SONA ERDİRİLMESİ
Bekir Caner ŞAFAK 03.09.2025 -
KİTAP TANITIMI: 1909 ADANA ERMENİ OLAYLARI: 5 ADANALI NE DİYOR? - AHMET ERDOĞDU
Hazel ÇAĞAN ELBİR 09.01.2017 -
AZERBAYCAN-NAHÇIVAN ARASI KORİDOR VE BARIŞ SÜRECİ
Tuğçe TECİMER - Selenay Erva YALÇIN 22.04.2025 -
AİHM PERİNÇEK-İSVİÇRE DAVASI: BÜYÜK DAİRE DOĞU PERİNÇEK LEHİNE KARAR VERDİ
Aslan Yavuz ŞİR 14.10.2015
-
25.01.2016
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
12.06.2024
THE TRUTH WILL OUT -
27.03.2023
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
17.03.2023
PATRIOTISM PERVERTED -
23.02.2023
MEN ARE LIKE THAT -
03.02.2023
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
16.12.2022
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
07.12.2022
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
07.12.2022
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
01.01.2022
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
01.01.2022
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
03.06.2020
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
08.04.2020
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
12.06.2018
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
02.12.2016
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
01.07.2016
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
10.03.2016
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
24.01.2016
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
AVİM Konferans Salonu 24.10.2025
“BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ” BAŞLIKLI KONFERANS
