Birinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu’da Ermeni kayıpları oldukça tartışmalı bir konudur. 1915 olaylarının yüzüncü yılı olan bu yılda, bu konu dünya gğndeminde yer almıştır. Rusya, Yunanistan ve Fransa dahil toplam 24 ülkede[1] parlamentolar 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan bildirgeleri kabul etmişlerdir. Her sene, değişik parlamentolarda 1915 olaylarının soykırım olup olmaması görüşülürken, hep aynı tartışmalar yapılmaktadır. Bu seneye kadar, en büyük göçmen topluluğu Türklerden oluşan Almanya, 1915’te gerçekten ne olup bittiğinin tarihçilerin görevi olduğunu ifade etmiş ve önemli ticaret ortaklarından biri olan Türkiye ile iyi ilişkilerini gözönünde bulundurarak ‘soykırım’ terimini kullanmaktan kaçınmıştır. Almanya’nın bu konudaki tutum değişikliği Türkiye’de şaşkınlıkla karşılanmış ve iki ülke arasında gerilim yaratmıştır.
2005 yılında Alman Meclisi “1915 Ermeni Sürgün ve Katlinin Hatırlanması ve Anılması - Almanya, Türklerin ve Ermenilerin Barışmasına Katkıda Bulunmalıdır” adlı yasa tasarısını çoğunluğun oylarıyla kabul etmiş ve Türkiye’ye 1915’teki toplu Ermeni ölümlerindeki rolünü gözden geçirmesi konusunda baskı yapmıştır. “Bu önerge Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılma fikrine değinmemiştir, ancak Ermeni meselesinin Türkiye’nin 25 milletli birliğe katılmak istiyorsa geliştirmesi gerektiği söylenen düşünce özgürlüğüne olan ihtiyacına bir örnek olduğundan bahsetmiştir.” [2] Yasa tasarısında soykırım kelimesine, sadece bu tasarının gerekçelerinden bahsedilirken yer verilmiştir. Bu gerekçe şöyledir: “Birçok bağımsız tarihçi, parlamentolar ve uluslararası organizasyonlar Ermenilerin sürülmesini ve yok edilmesini soykırım olarak tanımlıyorlar.” [3] Tasarıda şunlar yer almıştır:
“Alman Parlamentosu karar verir ki:
Alman Parlamentosu Ermeni halkının Birinci Dünya Savaşı’ndan önce ve savaş sırasındaki şiddet, cinayet ve sürgün mağdurlarını onurlandırmakta ve anmaktadır. Bundestag, Anadolu’daki Ermenilerin neredeyse tümden yok olmasına sebep olan Osmanlı Devleti’nin Jön Türkler hükümetinin eylemlerini esefle kınamaktadır. Alman Parlamentosu, elinde Ermeni sürgününe ve yok edilmesine dair birçok belge olmasına rağmen bu mezalime müdahale etmek ve durdurmak için hiçbir girişimde bulunmayan Alman İmparatorluğu’nun oynadığı utanç verici rolü de esefle kınamaktadır.
Alman Parlamentosu zor durumlar ve şartlar altında ve ilgili hükümetlerin direnişine karşı durarak, söz ve eylemle Ermeni kadınlarını, erkeklerini ve çocuklarını kurtarmak için çaba sarfeden Türkleri ve Almanları onurlandırmakta ve anmaktadır (…) Türk-Ermeni ilişkilerindeki tarihsel rolünden ötürü Almanya, Avrupa Birliği komşuluk girişimlerinin bir parçası olarak özel bir sorumluluk üstlenmelidir. Amaç, Ermenistan ile Türkiye arasındaki durumun normalleşmesine ve gelişmesine yardımda bulunmak ve Kafkasya’nın istikrarlı bir bölge olmasına yardımcı olmalıdır.
(…) Alman Meclisi Federal Hükümet’ten şunları talep etmektedir:
- Türklere ve Ermenilere tarihsel suçları hatırlayarak, barışarak ve affederek bir anlaşmaya varmakta yardımcı olmak
- Türkiye’deki meclis, hükümet ve toplumun geçmişteki ve şu anki Ermeni halkı konusundaki görevlerini tereddütsüz yaptıklarından emin olmak,
- Türk ve Ermeni tarihçiler ile uluslararası uzmanlardan oluşan bir komisyonun kurulumunu desteklemek,
- Sadece Osmanlı İmparatorluğu arşivleri değil, ayrıca Almanya tarafından Türkiye’ye verilen Alman Dışişleri Bakanlığı arşivlerinin kopyalarının da erişilebilir olduğundan emin olmak,
- İstanbul’da yapılması planlanan, fakat hükümet baskısı nedeniyle ertelenen güncel organizasyon üzerinde ısrar etmek,
- Özellikle Ermenilerin kaderlerine ilişkin düşünce özgürlüğüne vurgu yapmak,
- Türkiye ve Ermenistan’a ikili ilişkilerini normalleştirmek için yardım etmek” [4]
2012 yılında, 157.000’den fazla Alman vatandaşı internet üzerinden Ermeni katliamlarının soykırım olduğunu inkar etmenin yasadışı olması için hükümetlerinin yasa çıkartması yönünde oylamada bulunmuşlardır. Bu çevrimiçi anket, “Almanya’nın Geleceği için Diyalog” adlı, Şansölye Angela Merkel tarafından başlatılan girişimlerin bir parçasını oluşturmaktaydı. Bu girişim, Alman Hükümetini vatandaşlarıyla bir araya getirmek ve Almanya’daki hayatı daha da kalkındırmak için onların da fikirlerini almak üzere 2012’nin Şubat ve Nisan ayları arasında gerçekleşmiştir. Fakat Merkel, bu düşünceyi önemli bir ticaret partneri olan Türkiye ile ilişkileri bozmamak adına reddetmiştir. [5]
Angela Merkel, Türkiye’nin Ermeni Soykırımını “inkar” etmeye devam etmesine o zamanki Türkiye Başbakanı Erdoğan’a “tarihinle yüzleş” [6] diyerek 2014 yılında eleştirmiştir. Bununla beraber, soykırım ifadesi o yıl da Alman hükümeti tarafından parlamentoda dile getirilmemiştir.
Alman parlamentosunda, özellikle 2010’dan beri Sol Parti tarafından toplu Ermeni katliamlarının soykırım olarak tanınması için bir takım soru önergeleri sunulmuştur. Alman hükümeti her bir soru için tutumunu yazılı açıklamalarla açıklamıştır. Örneğin, Sol Parti tarafından Ocak 2015’te sunulan son soru önergesi, 1 milyondan fazla Osmanlı Ermenisinin sistematik olarak öldürüldüğünü iddia etmiş ve bu olayların resmen soykırım olarak tanınmasını istemiştir. Alman Bundestag’ında bu çağrı reddedilmiş ve “1915 olaylarının soykırım olup olmadığına tarihçiler tarafından karar verilmelidir ve bu konu Türkiye ve Ermenistan arasında çözüme kavuşturulmalıdır” denmiştir. [7]
1915 olaylarının yüzüncü yıldönümünde, Ermeni katliamlarının Papa ve Avrupa Parlamentosu tarafından soykırım olarak tanınmasının ardından, aynı tartışma Almanya’da da başlamıştır. Alman hükümet sözcüsü Christaine Wirtz’in 13 Nisan’da “1915 olayları Alman federal hükümetinin karışmak istemeyeceği sorulardan birisidir. Bu, tarihçilerin ve uzmanların uğraşması gereken bir sorudur”[8] demesine rağmen, Almanya kararından geri dönmüştür ve Wirtz’in açıklamasından tam bir hafta sonra, 20 Nisan’da Alman Parlamentosu’nun soykırım ifadesini kullanacağı açıklanmıştır. Almanya’nın tutumundaki bu dönüşüm başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede şaşkınlıkla karşılanmıştır.
20 Nisan 2015’te Alman Hükümet Sözcüsü Seibert “Hükümet, Ermenilerin kaderinin 20’nci yüzyılın kitlesel kıyım, etnik temizlik, tehcir ve -evet- soykırımlar tarihine örnek teşkil ettiğini belirten kanun tasarısının arkasında duruyor”[9] demiştir. Buna ek olarak, Alman Cumhurbaşkanı Gauck 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirerek şunları dile getirmiştir: “Ermenilerin kaderi 20. yüzyıla korkunç bir şekilde damgasını vuran toplu kıyım, etnik temizlik, tehcirler ve -evet- soykırım tarihi için bir örnektir.” Gauck ayrıca, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin müttefiki olan Almanya’nın da sorumluluk taşıdığının altını çizerek şöyle devam etmiştir: “Alman askerleri de sürgünün planlanmasında ve kısmen uygulanmasında katkıda bulunmuşlardır.”[10] Cumhurbaşkanının soykırım ifadesini kullanmasından bir gün sonra, Alman Parlamentosu 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen önergeyi sunmuştur. “Görüşülen önerge hükümet ile meclis temsilcileri arasında soykırımı toplu ölümler bağlamına koyan ve Holokost’u benzersiz bir vaka olarak ayrı tutan bir uzlaşmadır.”[11] Ayrıca Şansölye Merkel’in sessiz kalıp hiçbir tartışmaya katılmaması dikkate değerdir. Resmi bir oylamanın 2015 yazında gerçekleşmesi beklenmektedir.
AVUSTURYA VE TÜRKİYE’NİN TEPKİSİ
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki bir diğer müttefiki olan Avusturya, bu yıl 1915 olaylarını soykırım olarak kabul etmiştir. Avusturya Parlamentosu tarafından 22 Nisan’da yapılan açıklamada, Ermeni sürgününün soykırım ile sonuçlandığını ileri sürülmüştür. Ayrıca bildirgede “yaşanan korkunç olayları soykırım olarak tanımak ve kınamak Osmanlı İmparatorluğu’nun müttefiklerinden olan Avusturya’nın üzerine düşen tarihsel bir sorumluluktur. Tarihinin karanlık ve acı dolu bölümleriyle yüzleşmek, Türkiye’nin vazifelerinden birisidir” denmiştir. [12]
1915 olaylarının Avusturya tarafından soykırım olarak tanınmasına Türkiye tepkisini Viyana büyükelçisini merkeze çağırarak göstermiştir. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu sözler yer almıştır: “Avusturya Parlamentosu'nun başkalarına tarih dersi vermek gibi artık günümüz dünyasında yeri olmayan bu tarafgir davranışını reddediyoruz. Avusturya Parlamentosu'nda açıklanan bu bildirinin Türkiye-Avusturya dostluğu ve ilişkileri üzerinde kalıcı olumsuz izler bırakacağı açıktır.”[13] Türk Dışişleri Bakanlığı ayrıca Almanya’yı da soykırım ifadesini kullandığından dolayı kınamış ve bunun uzun vadeli sonuçları konusunda uyarmıştır. Tasarı daha oylamaya sunulmadığından Türkiye’nin Almanya’ya tepkisi zamanla görülecektir.
ESKİ KOLONİ: NAMİBYA
1915 olayları hakkındaki tartışmalar, 1904-1907 yıllarındaki Herero ve Nama katliamlarının da Almanya tarafından soykırım olarak tanıması üzerine tartışmalar başlatmıştır. 20. Yüzyılın başlarında Namibya’da meydana gelen olayların soykırım olarak tanınması ve bunun tazminat talebine yol açma ihtimali Almanya’da hali hazırda endişelere yol açmıştır. Namibya, o zamanki adıyla Alman Güneybatı Afrikası, 1884 ile 1915 yılları arası Alman kolonisiydi. 1904 yılında, Herero ve Nama halkları Alman sömürge idaresine karşı isyan etti ve 150 Almanı öldürdü. “Herero halkının %80’inin ve Nama halkının %50’sinin sistematik kıyımı hem Alman askerlerinin hem de sömürge yönetiminin eseriydi: bunlar sıradan, masa-başı katillerdi. En güvenilir rakamsal verilere göre yaklaşık 90.000 kişi öldürülmüştür. Hererolar’a yönelik katliamda, açıkça tüm halkı yok olmaya mahkum eden yazılı emir – yani yok etme emri – Alman komutan tarafından verilmiştir.”[14] Almanya’da bu olay, Namibya 1990’da bağımsız olduktan sonra toplumda önem kazandı ve siyasi gündeme eklendi. Birçok aktivist “Dışişleri Bakanlığı’na Mart 2015’te bir dilekçe sunup resmi özür, çalınan araziler ve sürgün için tazminat ve bu zulmün soykırım olarak tanınmasını istemişlerdir.”[15] 2004 yılında o zamanki Alman İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Wieczorek-Zeul Nambiya’yı ziyaret etmiş ve Namibyalılardan “af” dileyerek şöyle demiştir: “100 yıl önce işlenen bu suçlar bugün soykırım olarak nitelendirilirdi ve General von Trotha ceza mahkemesinde yargılanırdı.”[16] Berlin’den resmi bir soykırım kabülü gelmemiştir. 2012 yılında Sosyal Demokratlar ve Yeşiller tarafından sunulan bu cinayetlerin soykırım olarak tanınması önergesi Bundestag tarafından reddedilmiştir.
“No Amnesty on Genocide” (Soykırıma af yok) adlı sivil toplum kuruluşu birliği temsilcileri “Almanya’dan Herero ve Nama Soykırım Tazminatı Dilekçesi”[17] adlı çevrimiçi bir dilekçe hazırlamış ve bunu 27 Mart 2015 günü Alman Dışişleri Bakanlığına teslim etmişlerdir. Dilekçe sahipleri Dışişleri Bakanlığı temsilcileriyle biraraya gelmişlerdir. “Soykırıma Af Yok!” adlı sivil toplum kuruluşu birliği temsilcileri toplantıyı şu anki hükümetin 1904-1908 soykırımına dair resmi bir kabul ve özür dilemesine ilişkin herhangi bir beklenti içinde olmayarak terk etmişlerdir.” [18]
SONUÇ
Almanya’nın benimsediği tutum Ermeni sorununu tarihçilere ve uzmanlara bırakmaktı. Almanya bu tutumu 1915 olaylarının yüzüncü yılı olan bu seneye kadar korumuştur. Bu tutum değişimi Türkiye ve çoğu ülke için beklenmedik bir gelişme olmuştur. Bu tutum değişikliğine ilişkin olarak 1904 yılındaki Güneybatı Afrika’daki – o zamanlar Alman kolonisiydi – Herero ve Nama katliamları Almanya’daki bazı siyasi kesimler tarafından tekrardan gündeme getirilmiştir. Bu iki kitlesel öldürme vakası bazıları tarafından 20. yüzyılın ilk soykırımı olarak adlandırılmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki 1915 olayları ve 1904 Herero ve Nama katliamları görüşmeleri halen Almanya’da devam etmektedir. Bu görüşmelerin sonuçlarının Almanya’nın tarihi olaylarla ilgili mevzuatlara ilişkin gelecekteki kararlarına etkilerinin ne olacağını ve Ermeni sorunu üzerine Türkiye ile Almanya arasındaki tartışmaların nasıl bir gelişme göstereceğini görmek ilginç olacaktır.
[1] Uruguay (1965), Kıbrıs (1975), Rusya Federasyonu (1995), Kanada (1996), Lübnan (1997), Belçika (1998), Fransa (1998), Yunanistan (1999), Vatikan (2000), İtalya (2000), İsviçre (2003), Arjantin (2004), Slovakya (2004), Hollanda (2004), Venezuela (2005), Polonya (2005), Litvanya (2005), Şili (2007), İsveç (2010), Bolivya (2014), Avusturya (2015), Çek Cumhuriyeti (2015), Suriye (2015), Lüksemburg (2015).
[2] Pravda English (16 July 2005): German parliament calls for Turkey to re-examine Armenian Killings.
[3] Germany Parliament Resolution (15 June 2005). English Translation from German by Armenian National Institute in Washington. http://www.armeniangenocide.org/Affirmation.339/current_category.7/affirmation_detail.html
[4] Ibid.
[5] [5] Reuters (4 July 2012): Germans want dope legalized, bestiality banned.
http://www.reuters.com/article/2015/04/20/us-turkey-armenia-germany-idUSKBN0NB1JZ20150420
[6] Asbarez (7 February 2014): Merkel Scolds Erdoğan over Genocide Denial.
http://asbarez.com/119274/merkel-scolds-erdogan-over-genocide-denial/
[7] Özcan, Celal (24 January 2015): German gov’t refuses to label 1915 as genocide. Hürriyet Daily News.
[8] Anadolu Agency (13 April 2015): Germany dodges Pope’s Armenian ‘genocide’ claims. http://www.aa.com.tr/en/news/493099--germany-dodges-popes-armenian-genocide-claims
[9] Kirschbaum, Erik (20 April 2015): Germany, defying Turkey, to call 1915 Armenian massacre ‘genocide’. Reuters.
http://in.reuters.com/article/2012/07/04/germany-poll-cannabis-idINDEE8630AX20120704
[10] BBC News (23 April 2015): Armenian killings were genocide – German president.
[11] Thomas, Andrea; Emre Peker (24 April 2015): Germany Close to Recognizing Armenian Massacres as Genocide. The Wall Street Journal.
http://www.wsj.com/articles/germany-close-to-recognizing-armenian-massacres-as-genocide-1429872387
[12] Haaretz (23 April 2015): Turkey: Austrian accusation of Armenian genocide damages ties permanently.
[13] Hürriyet Daily News (23 April 2015): Turkey recalls ambassador after Austrian declaration of ‘Armenian genocide’.
[14] Olusoga, David (18 April 2015): Dear Pope Francis, Namibia was the 20th century’s first genocide. The Guardian.
[15] Edwards, Matty (28 April 2015): Germany’s ‘other genocide’ in Namibia. The Local. http://www.thelocal.de/20150428/renewed-calls-to-recognize-namibian-genocide
[16] Deutsche Welle (14 August 2004): Germany Asks for Namibians’ ‘Forgiveness’.
http://www.dw.de/germany-asks-for-namibians-forgiveness/a-1298060
[18] Kopp, Christian (30 March 2015): NGO alliance „No Amnesty on Genocide!“ handed over the Ovahereros’ online petition to the German Foreign Ministry in Berlin on March 27th 2015. Genocide-namibia.net.
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
BOSNA-HERSEK’TE BARIŞI UYGULAMA KONSEYİ İLE YÜKSEK TEMSİLCİLİK OFİSİ NEDEN DEVAM ETMELİDİR?
Teoman Ertuğrul TULUN 26.04.2021 -
İRAN DIŞ POLİTİKASINDA KAFKASYA
Gözde KILIÇ YAŞIN 24.08.2023 -
ERMENİ İDDİALARI, HUKUK VE SİYASİ LOBİCİLİK
Gözde KILIÇ YAŞIN 09.05.2023 -
PROF. DR. ERİK-JAN ZÜRCHER’İN YÜZÜNCÜ YIL BEYANATIYLA İLGİLİ BAZI ELEŞTİRİLER
Mehmet Oğuzhan TULUN 17.05.2015 -
ORTA ASYA - ÇİN (C5+C) DEVLET BAŞKANLARI ZİRVESİ
Gülperi GÜNGÖR 26.05.2023
-
THE TRUTH WILL OUT -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2023 -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2022 -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
Türk-Ermeni İlişkileri Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2021 -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2020 -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2019 -
Türk-Ermeni Uyuşmazlığı Üzerine Ömer Engin Lütem Konferansları 2018 -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
Ermeni Sorunu Temel Bilgi ve Belgeler (2. Baskı)
-
EU-TÜRKİYE COOPERATION IN CENTRAL ASIA AND SOUTH CAUCASUS: TOWARDS SUSTAINABLE ENGAGEMENT IN ENERGY AND CONNECTIVITY -
AVİM 2023 YILLIK RAPOR | ANNUAL REPORT -
ÇAĞDAŞ BATI AVRUPA AKADEMİ DÜNYASINDA IRKÇILIĞIN VE YABANCI DÜŞMANLIĞININ ARAŞTIRILMASININ ZORLUĞU: FRANSA ÖRNEĞİ
-
"BİR ERMENİ OKULUNUN PANORAMASI: SANASARYAN KOLEJİ" BAŞLIKLI KONFERANS