24 NİSAN VE IRKÇI ERMENİ TERÖRİST SASSOUNIAN’IN TAHLİYE TALEBİ BİR KEZ DAHA KALİFORNİYA VALİSİ NEWSOM’IN ÖNÜNDE
Analiz No : 2020 / 13
24.04.2020
10 dk okuma

Nisan ayı, her yıl Türkiye ve Türk dış politikası için önemli bir ay olarak kabul edilmektedir. Zaferlerle dolu tarihimizde aydınlığa kavuşmaması için uğraş verilen bir de tarih bulunmaktadır. Bu tarih 24 Nisan’dır. Türkiye, 1915 olaylarını araştırmak üzere tarafsız bir Tarih Komisyonu kurulması önerisini defalarca dile getirdiği halde bu öneri Ermenistan ve Ermeni diasporası tarafından reddedilmektedir. Bu suretle, “soykırım” gibi hukuki bir kavramın ayaklar altına alınması önemsenmemektedir. Gerçekten, bu tutum “soykırım”a uğramış toplumların acılarının ciddiye alınmaması sonucunu doğurmaktadır. 24 Nisan’ı üreten zihniyet tarihi çarpıtmaktadır. Daha da önemlisi, dünya siyasetinde söz sahibi olan bazı devlet başkanlarının gerçekleri sorgulamadan 24 Nisan’ı kendi ülkelerinde resmi bir anma günü olarak ilân etme yoluna gitmeleri hayal kırıklığı yaratmaktadır. Ama ortada bir gerçek vardır. Söz konusu ülkeler kendi karanlık tarihlerini örtme çabası içinde çırpınmaktadırlar[1].

24 Nisan, hala kimlik bunalımını atlatamamış, bu bunalımı günümüz Türkiye’sine mal etmeye çalışan Ermeni diasporasının bir ürünüdür. Üretilen tarihin yayılması için sarfedilen çabalar gibi, yaymayı hedeflediği düşünce de kanlıdır. Bu hedef zannedildiği gibi bir anda 1915’te ortaya çıkıvermemiştir. Başka devletler tarafından kendilerine vaatlerde bulunulan gözü dönmüş çetelerin saldırıları Osmanlı toplumunu bir arada tutan çimentoya zarar vermiştir. Bu durum Osmanlı Devleti’nin Ermeni vatandaşlarını da kapsayan tüm sosyal ve kültürel zenginliklerini örselemiştir. 

1800’lü yılların sonundan itibaren çeşitli devletler tarafından dünyanın çeşitli merkezlerinde kurulan terör örgütleri piyasaya sürülmeye başlanmıştır. Bunlardan en bilinenlerinden ve varlığını hala sürdürmekte olan örgüt merkezi Lübnan’da bulunan Hınçak Komitesi Partisi’dir. Hınçak Komitesi Partisi, Marksist ideolojiyi benimsemiştir. Amacı “Türkiye Ermenistanı”nın siyaseten ulusal bağımsızlığını sağlamaktır. “Siyasi parti” olarak kendini öne çıkaran bu yapı, zaman içinde birçok terör olayı ve isyan düzenlemiştir. Bu teşkilata bağlı kişiler ve çeteler I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı güçlerine karşı savaştıktan sonra, parti haline dönüşerek faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. Günümüzde de var olan ancak etkisini yitirmiş olan Hınçak Komitesi Partisi’nin en etkin olduğu ülke Lübnan’dır[2]. 

Bir diğer örgüt, “Ermeni Devrimci Federasyonu”, günümüzde bilinen adıyla Taşnaksutyun Partisi’dir. Taşnaksutyun Partisi, çeşitli ihtilalci örgütlerin bir araya gelmesiyle 1890 yılında Tiflis’te kurulmuştur. Irkçı bir söylem benimseyen Taşnaksutyun, başlangıçtaki sosyalist bir parti olma iddiasından uzaktadır. 1915 olaylarının soykırım olarak tanınması ve “Birleşik Ermenistan” hayalleri Taşnaksutyun Partisi’nin de temel siyasi hedefleri arasındadır[3]. Taşnaksutyun Parti tüzüğünde terörün, seslerini duyurmak için bir araç olarak kullanılacağı yer almaktadır. Çeteler kurulması ve katılan ırkçı Ermenileri silahlandırmak da tüzükte yer alan hedefler arasındadır. Ermenistan’ın Sovyetleşmesinden sonra partinin faaliyetleri yasaklanmış ve tüm etkisini kaybetmiştir. Buna rağmen diasporadaki başat Ermeni siyasi kuruluşu olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam etmiştir. 1991 yılında Ermenistan tekrar bağımsızlığını kazanınca Taşnak Partisi Ermenistan içerisindeki faaliyetlerine yeniden başlamıştır. 1994 yılında zararlı faaliyetleri dolayısıyla Parti kapatılmışsa da 1998’de dönemin Başbakanı Robert Koçaryan tarafından yeniden açılmasına izin verilmiştir. Taşnak Partisi daha sonra Ermenistan hükümetlerinde de yer almaya başlamıştır[4].  

Lübnan, Ermeni kimliğinin oluşumunda önemli bir paya sahiptir. Nitekim 24 Nisan tarihi dünyada ilk defa 1965 yılında Lübnan’da anılmaya başlamıştır. Ermeni terörünün bu tarihten sonra, yani 1973 yılından itibaren kendini göstermeye başlaması tesadüf değildir. 

1975 yılında Lübnan asıllı Ermeni Agop Agopyan tarafından Ermenistan’ın Kurtuluşu için Gizli Ermeni Ordusu (İng. ASALA – Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia) kurulmuştur. Ayrıca, Ermeni Soykırımı için Adalet Komandoları (İng. JCAG – Justice Commandos for the Armenian Genocide) terör örgütünün kurulması da bu döneme rastlamaktadır. ASALA ve JCAG terör örgütü mensupları yine Lübnan’daki eğitim kamplarında yetiştirilmeye başlanmıştır. 

Diplomatlarımızın şehit edildikleri ilk günden beri, “intikam” söylemleri her ırkçı Ermeni saldırganın sloganı haline gelmiştir. Bunlar kendi faaliyetlerini yalnız intikam olarak görmemekte, gelecek nesiller için “kutsal bir görev” gibi göstermeye çalışmaktadır. Bu söylem, 27 Ocak 1973 yılında California, Los Angeles, Santa Barbara’da Başkonsolos Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir’in katili Gourgen Yanikian tarafından defalarca dile getirilmiştir. Kendini kahraman gibi ortaya koyan yalnız Yanikian değildir. 28 Ocak 1982’de yine Los Angeles’ta Başkonsolos Kemal Arıkan, JCAG mensubu terörist Hampig Sassounian tarafından canice katledilmiştir. Adıgeçen, pişmanlık bir yana, “yine olsa yine yaparım” sözleri ile Türkiye’ye ve Türklere olan nefretini dile getirmiştir[5]. Hampig Sassounian, Ermeni Gençlik Federasyonu (İng. AYF – Armenian Youth Federation) üyesi ve JCAG mensubu bir saldırgandır. 

AYF, Ermeni Devrimci Federasyonu yani bugünkü adıyla Taşnak Partisi’nin bir kuruluşudur. 21 Kasım 1998 tarihinde, Amerika’daki Ermeni Ulusal Komitesi Başkanı (İng. ANCA – Armenian National Committee of America) Mourad Topalyan, Glendale Armenian Center’da yüzden fazla Ermeni Gençlik Federasyonu (İng. AYF – Armenian Youth Federation) üyesine hitap etmiştir. Zamanında Ermeni Gençlik Federasyonu’nun aktif bir üyesi olarak yer almış olan Topalyan, her zaman Sovyetler Birliği[6] ve Amerika’nın Türkiye ile ilişkisi konusunda protesto hareketleri düzenlemiştir. AYF’nin Genç Ermenilerin çalışmalarında önemli bir rol oynadığını anlatan Topalyan, gençlerin yeni devrimciler olacağını ifade etmektedir. Topalyan, ANCA’nın amaçlarından birinin Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye yapmış olduğu askeri yardımları kesmek olduğunu belirtmektedir. Bununla birlikte, ANCA’nin bilinen en önde gelen amacının, Ermeni soykırımının ABD hükümetleri tarafından tanınması olduğu kuşkusuzdur[7].

Soykırımın tanınmasına ilişkin çalışmaların hedef kitlesi Ermeni çocukları ve gençleridir. AYF’nin, Ermeni çocukların ve gençlerin zihin yapısını gerçek Ermeni kültürü yerine çarpıtılmış Ermeni kültürü ile “yeniden” şekillendirmek olduğu açıktır.  

AYF üyesi ve JCAG mensubu Sassounian Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan’ı katletmek suçundan hapse girdiği 1982 yılından beri defalarca tahliye talebinde bulunmuştur. Ancak, 2019’un son aylarına kadar Sassounian’ın tahliye talepleri defalarca reddedilmiştir. Bu bağlamda, Taşnaksutyun partisi tarafından yönlendirilen “Hampig Sassounian’ı Savunma Fonu” kurulmuş, toplanması planlanan parayla Sassounian’ın tahliyesi hızlandırılmaya çalışılmıştır. 27 Aralık 2019 tarihinde Kaliforniya’da gerçekleşen duruşmada söz konusu tahliye talebi kabul edilmiştir. Söz konusu karar Kaliforniya Valisi Gavin Newsom’un onayına tabidir. Şartlı tahliye talebi yaklaşık 120 günlük süreçten ve hukuki prosedürlerden sonra valinin takdirine sunulmuştur. Vali Newsom, bu ay sonuna karar bir karar vermek durumundadır. Eğer Vali Newsom, Sassounian’ın tahliye kararını iptal etmezse, Sassounian serbest kalacaktır. Bugünlerde bu kararın ayrı bir önemi daha vardır. COVİD-19 küresel pandemisi dolayısıyla, Kaliforniya’da fazla sayıda mahkûm için af çıkması gerektiği görüşü basında yer almaktadır. Bu durum Sassounian’ın durumu ile hiç kuşkusuz yakından ilgilidir. Eğer Sassounian için tahliye kararı onaylanırsa, bu gelişme diğer mahkumların tahliyesi için yolu açabilecektir[8]. 

Her halükârda, Vali Newsom’un bu sürecin sonunda vereceği karar, ABD’de yaşayan Türklerin ABD’ye olan güveni konusunda büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye-ABD arasındaki gerilimi fırsat bilen çıkar gruplarının ve güncel siyasetin etkisiyle alınacak olumlu bir karar böylece yalnızca Türkiye-ABD ilişkilerini etkilemeyecek, ABD’de yaşayan Türkleri de kuşkusuz, derinden üzecektir[9].

Ermeni diasporasının hala kimliğini bulamaması bunun için başka toplumları karalamaya çalışması ve kendisine hedef bir düşman belirlemesi normaldir. Böyle bir amaç için en ideal düşman Türkiye’dir. Diasporanın bundan sonra farklı bir yol izlemeyeceği açıktır. Sassounian davasının olumlu sonuçlanması ise bir emsal oluşturabilmesi ihtimalini gündeme getirmektedir. Terörün ve teröre hizmet edenlerin yüceltilmesi hiçbir olumlu amaca hizmet edemez. Bu bağlamda, Vali Newsom’ın kararını son derece hassas bir şekilde vermesi gerekmektedir.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına barış ve kardeşlik duygularıyla armağan ettiği büyük bayram 23 Nisan ve Çanakkale Zaferini kutladığımız 25 Nisan tarihleri arasına bir kara leke olarak 24 Nisan tarihinin eklenmeye çalışılması gayretlerinin sonuçta Ermenistan’a ve Ermeni diasporasına zarar vermesi olasılığı hiç de düşük değildir. 

 

*Fotoğraf: https://www.sfchronicle.com/opinion/openforum/article/Gov-Newsom-s-dilemma-More-prisoner-releases-15180734.php

 


[1] Hazel Çağan Elbir, “Fransa, 24 Nisan’ı Sözde Ermeni Soykırım Anma Günü İlan Etti”, avim.org.tr, 7 Şubat 2019, https://avim.org.tr/tr/Yorum/FRANSA-24-NISAN-I-SOZDE-ERMENI-SOYKIRIM-ANMA-GUNU-ILAN-ETTI

[2] Ömer Engin Lütem, “Ermeni Terörü”, ASAM Yayınları, 2008. 

[3] Turgut Kerem Tuncel, “Ermeni Devrimci Partisi – Taşnaksutyun”, avim.org.tr, 10 Şubat 2015, https://avim.org.tr/tr/Analiz/ERMENI-DEVRIMCI-FEDERASYONU-TASNAKSUTYUN

[4] Ömer Engin Lütem, “Ermeni Sorununun Ortaya Çıkışı ve Gelişmesi”, ODTÜ Tarih Bölümü Doktora Ders Notları, AVİM, 2015.

[5] Ali Murat Taşkent, “Terörist Sasunyan’ın Şartlı Tahliye Kararının İptali ve Sonrası”, avim.org.tr, 17 Mayıs 2017,https://avim.org.tr/tr/Yorum/TERORIST-SASUNYAN-IN-SARTLI-TAHLIYE-KARARININ-IPTALI-VE-SONRASI

[6] Bahsi geçen kaynakta yazıldığı şekliyle alınmıştır.

[7] Hrag Yedalian, “Topalian Motivates Youth to Become Active in Armenian Issues”, Asbarez Daily, 12 Aralık 1998.

[8] William Drummond, “Gov. Newsom’s Dilemma: More Prisoner releases needed in Coronavirus Crisis”, San Francisco Chronicle, 7 Nisan 2020, https://www.sfchronicle.com/opinion/openforum/article/Gov-Newsom-s-dilemma-More-prisoner-releases-15180734.php

[9] “Terörle Mücadeleye Sürülen Kara Leke: Hampig Sasunyan Davası”, avim.org.tr, 20 Ocak 2020, https://avim.org.tr/tr/Yorum/TERORLE-MUCADELEYE-SURULEN-KARA-LEKE-HAMPIG-SASUNYAN-DAVASI


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten