LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ ESASLI İHLALİNİN SONUÇLARI
Analiz No : 2020 / 38
20.10.2020
19 dk okuma

Yunanistan Hükümeti Sözcüsü Stelios Petsas'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Atina'nın Ege adalarından asker çekmeyi asla kabul etmeyeceğini belirttiği ve Türkiye’nin Ege Ordusu'nun varlığını mazeret olarak gösterdiği basında yer alan haberlerde bildirilmiştir. Söz konusu haberlere göre sözcü ayrıca BM Şartı'nın 51. Maddesi uyarınca adaları meşru müdafaa için silahlandırmanın Yunanistan’ın  "doğal hakkı" olduğunu iddia etmiştir [1].

Yunanistan Hükümet Sözcüsü, bu açıklama ile Lozan Barış Antlaşması hükümlerine aykırı olarak Ege adalarının silahlandırılmasını açıkça ve resmen kabul etmektedir. Yunanistan Hükümet Sözcüsünün bu ifadeleri, uluslararası hukuk bağlamında özellikle Doğu Ege Adaları ile ilgili olarak ciddi sonuçlar doğurabilecek bir açıklamadır.

Doğu Ege Adaları, Lozan Barış Antlaşması'nın 13. Maddesi uyarınca silahsızlandırılmış statüdedir. Söz konusu maddeye göre, Yunanistan adalarda deniz üssüne sahip olamaz ve hiçbir istihkâm tesis ve inşa edemez. Söz konusu adalardaki Yunan silahlı kuvvetleri, silah altına alınıp yerinde eğitilebilecek olan normal askeri birlikle ve tüm Yunanistan topraklarındaki jandarma ve polis sayısı ile orantılı olacak, bir jandarma ve polis örgütü ile sınırlı kalacaktır.[2] Yunanistan Hükümeti Sözcüsünün yukarıda söz konusu açıklaması, Yunan askeri kuvvetlerinin adalardaki miktarının ve durumunun izin verilen düzeyleri çok aştığının bir ifşaatı olarak telakki edilebilir.

Bu adalar üzerinde egemenliğe sahip olunması ile adaların silahsızlandırılmış statüleri arasında doğrudan bir bağlantı olduğu unutulmamalıdır. Silahsızlandırma, bu adalar üzerindeki Yunan egemenliğinin temel ön şartıdır. Yunanistan bu bakımdan herhangi bir bahane altında bu statüyü tek taraflı olarak tersine çeviremez. Bu bağlamda, Lozan Barış Antlaşması'nın ilgili hükümlerine aykırı olarak bu adaların silahlandırılması, söz konusu antlaşmanın “esaslı ihlali” (material breach) anlamına gelmektedir. Zira silahsızlandırma hükümleri, antlaşmanın konusunun veya amacının gerçekleştirilmesi için elzem olan bir nitelik taşımaktadır.

Doğu Ege Adaları bakımından “silahsızlandırma” ile ilgili Antlaşma hükümlerinin “esaslı ihlali”,  1969 Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesinin 60. Maddesi çerçevesinde değerlendirilebilir. Söz konusu maddeye göre, taraflardan biri tarafından çok taraflı bir antlaşmanın esaslı ihlali, ihlalden özellikle etkilenen bir tarafa, bu ihlali gerekçe göstererek,  ihlale konu olan antlaşma hükmünü kendisi ile kusurlu devlet arasında askıya alma hakkı vermektedir. Bahsi geçen Madde bağlamında, “antlaşmanın konusunun veya amacının gerçekleştirilmesi için elzem olan bir hükmün ihlali”, diğer hususların yanı sıra, esaslı ihlal olarak telakki edilmektedir.[3]

Bu bağlamda, hiçbir uluslararası belgenin Yunanistan'a söz konusu adaları silahlandırma hakkını dolaylı olarak bile vermediğini belirtmek gerekir. Bunun yanı sıra, Birleşmiş Milletler Şartında belirtilen durumlar dışında, meşru müdafaa ilkesi keyfi olarak gündeme getirilemez.[4] Türkiye’nin Ege Ordusu'na gelince, Doğu Ege Adaları'nın durumunun aksine, Ege bölgesindeki Türk topraklarının askerden arındırılmış bir statü altında olmadığının altı çizilmelidir.

Yukarıda belirtildiği gibi, gayrı askeri statü hükümleri, 1923 Lozan Barış Antlaşması'nın amacına ulaşması için gereklidir. Bu bağlamda, Türk Delegasyonu Başkanı İsmet Paşa'nın 25 Kasım 1922'de Lozan Konferansı Toprak ve Askeriye Komisyonunda adaların egemenliğine ve gayrı askeri hale getirilmesine ilişkin Türk görüşlerini nasıl açıkladığını hatırlamakta yarar bulunmaktadır. İsmet Paşa bu hususla ilgili olarak, “Coğrafi olarak Küçük Asya'ya bağlı olan Ege adaları, Anadolu'nun huzuru ve güvenliği için büyük önem taşıyor” demiştir. İsmet Paşa,  bu adaların "Türkiye'nin güvenliği açısından hayati önemini" bir kez daha vurgulamış, ayrıca  “Yunanistan'ın Anadolu üzerinde yakın zamanda ortaya çıkan emperyalist tasarımlarının, Türkiye'ye, bu adalara, Yunanistan gibi kendi toprak özlemleri üzerinden Küçük Asya'da yapay olarak yaratılmış bir Yunan İmparatorluğu'na sahip olmayı arzulayan bir ülkenin sahip olmasının ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdiğini”  ifade etmiştir. Sonuç olarak, Türk Delegasyonu, söz konusu Lozan Konferansı komisyon toplantısında, “bu adaların tamamen askersizleştirilmesi için bir taahhüt verilmesinin genel barış adına gerekli” olduğunu vurgulamıştır [5].

Bu noktada, Lozan Barış Antlaşması'nın gayri askeri hale getirme hükümlerinin Doğu Ege Adaları ile sınırlı olmadığı belirtilmelidir. Lozan Barış Antlaşması'nın 24. Maddesi çerçevesinde Trakya sınırı için ayrı bir Sözleşme imzalanmıştır [6].[7] Sözleşme, "Trakya Sınırına İlişkin Sözleşme, Lozan'da 24 Temmuz 1923'te imzalanmıştır" başlığını taşımaktadır. Sözleşmenin 1. Maddesinde, "Ege Denizi'nden Karadeniz'e Türkiye'yi Bulgaristan'dan ve Yunanistan'dan ayıran sınırların her iki yakasında uzanan toprakların yaklaşık 30 kilometre derinliğe kadar gayrı askeri hale getirilmesi " hükmü mevcuttur. Söz konusu madde bu bölgenin coğrafi ayrıntılarını içermekte ve diğer maddeler gayrı askeri statünün mahiyetini açıklamaktadır [8]. Yunanistan topraklarındaki gayrı askeri hale getirilen bölge, önemli liman kenti Dedeağaç'ı içeren Makri Burnu'na (Makri köyü) kadar uzanmaktadır. Bu bölge, ABD'nin bugünkü Yunanistan Büyükelçisi Geoffrey R. Pyatt'ın 23 Temmuz 2020'de "101. Havacılık Tugayı unsurlarının ‘Endurance’ gemisinde (Çevirmenin notu: ABD Donanması nakliye gemisi) gelişi" ve “Dedeağaç Limanı'nın ABD Ordusu tarafından teçhizat aktarılması için ilk kullanımı ” vesilesiyle bir basın toplantısı düzenlediği alanda yer almaktadır [9]. Bu bölgenin, Dedeağaç limanına erişim konusunda Bulgar heyetinin katılımıyla Lozan Barış Antlaşması görüşmelerinde gayrı askeri hale getirilme hükmünün yoğun olarak tartışıldığı bir bölge olduğunun belirtilmesinde yarar bulunmaktadır [10].

Akademik kaynakların değerlendirmelerine göre, Trakya'daki gayrı askeri nitelikli bölgeler, Balkan Antantı Paktı ülkeleri (Yunanistan, Romanya, Türkiye ve Yugoslavya) ile Bulgaristan arasında 31 Temmuz 1938'de imzalanan Selanik Anlaşması ile kaldırılmıştır [11]. Anlaşma Balkan Antantı Paktı adına Balkan Antantı Konseyi Başkanı, Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Ioannis Metaxas tarafından imzalanmıştır. İmzalanan anlaşma ile “Neuilly Antlaşması ile reddedilen Bulgaristan’ın askeri eşitlik hakkı” tanınmış ve “Lozan Antlaşması ile Türkiye’nin Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarına uygulanan silahlardan arındırılmış bölgelerden vazgeçilmiştir [12].” Arşiv araştırmamıza göre söz konusu anlaşma Türkiye tarafından 4 Ocak 1939'da 3553 sayılı Kanun ile onaylanmış ve 12 Ocak 1939 tarihinde 4109 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır.[13]

On İki Adaların silahlandırılmasının, adaların gayrı askeri statüsü açısından üzerinde durulması gereken bir diğer endişe verici gelişme olduğunu belirtmek gerekir. Bu adalar, Boğazlar Rejimine İlişkin Lozan Sözleşmesi ile gayrı askeri statüye tabi tutulan Semadirek ve Limni adaları ile birlikte, Lozan Barış Antlaşması'nın genel çerçevesinde oluşturulan siyasi ve stratejik dengenin bir parçasıdır. Türk Boğazlarına yakınlığı nedeniyle Türkiye'nin güvenliği açısından hayati önem taşıyan Limni ve Semadirek, katı bir silahsızlandırma rejimine tabidir. 1936 Montrö Sözleşmesi, bu adaların gayrı askeri statüsüne herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Söz konusu Sözleşmeye eklenen Protokol ile Türkiye'nin güvenliğini sağlamak için Türk Boğazlarının silahsızlandırılmış statüsü kaldırılmıştır. Montrö Sözleşmesi'nde Limni ve Semadirek adalarının silahlandırılmasına ilişkin herhangi bir hüküm yoktur.

Oniki Adaya gelince, Türkiye, 1912 başlarında Libya nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu ile İtalya arasında çıkan savaşın ardından İtalya tarafından işgal edilen Oniki Adalar üzerindeki tüm haklarından ve unvanlarından Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi uyarınca İtalya lehine feragat etmiştir.[14] Onİki Adaların müttefik devletler ile İtalya arasındaki 1947 Paris Barış Antlaşması'nın 14 (2) Maddesi ile gayrı askeri statüde (demilitarized) kalmaları gerektiği açıkça belirtilerek Yunanistan'a devredildiğini belirtmek gerekir.[15] Yunanistan, 1947 Paris Antlaşması'nın açık gayrı askeri statüde kalmaları hükmüne aykırı olarak, Türkiye'nin güney kıyısından sadece bir Deniz Mili mesafede olan Meis (Kastellorizo) de dâhil olmak üzere bu adaları da askeri hale getirmiştir. Paris Antlaşması halen yürürlüktedir ve bu nedenle Yunanistan için bağlayıcıdır.

Aslında yukarıda bahsedilen Selanik anlaşması, çok taraflı bir antlaşmanın askerden arındırma hükümlerinin karşılıklı anlaşma yoluyla nasıl kaldırılabileceğine bir örnek teşkil etmektedir. Herhangi bir barış antlaşmasının temel maddelerinden birinin "esaslı ihlalinin", hükümlerinin esaslı olarak ihlal edildiği antlaşmaların ilgili maddelerinde belirtilen adalar üzerindeki egemenliği tartışmalı hale getirebilecek bir sonuç doğurabileceği unutulmamalıdır. Yukarıdakiler ışığında, askeri amaçla kullanımın yasaklanmasına dair antlaşma maddelerinin Ege statükosu için olmazsa olmaz koşul (sine quo non) niteliğinde olduğu vurgulanmalıdır. Bu statükoyu oldubittilerle (faits accomplis) değiştirmeye çalışmak, dikkatle kaçınılması gereken Pandora'nın Kutusunu açmaya eşdeğerdir.

 

*Fotoğraf: Ionian Vision: Greece in Asia Minor, 1919-1922

**Bu Analiz yazısının aslı İngilizce olarak kaleme alınmıştır. AVİM Çevirmeni Ahmet Can Öktem makalenin tercümesine katkı sağlamıştır.

 

[1] “Πέτσας σε ΣΚΑΪ: Καμία ελληνική κυβέρνηση δεν συζητά αποστρατικοποίηση των νησιών”, Σκαϊ, 20 Eylül 2020, blm. Policy, https://www.skai.gr/petsas-se-skai-kamia-elliniki-kyvernisi-den-syzita-apostratikopoiisi-ton-nision; “Yunanistan: Atina asla Ege adalarından askeri birliklerini çekmeyi kabul etmeyecek!”, Cumhuriyet, 26 Eylül 2020, blm. Haber, https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yunanistan-atina-asla-ege-adalarindan-askeri-birliklerini-cekmeyi-kabul-etmeyecek-1768984; “Πέτσας: Καμία ελληνική κυβέρνηση δεν συζητά αποστρατικοποίηση των νησιών”, Ethnos, 26 Eylül 2020, blm. Politiki, https://www.ethnos.gr/politiki/125662_petsas-kamia-elliniki-kybernisi-den-syzita-apostratikopoiisi-ton-nision?__cf_chl_captcha_tk__=b52b491d713a0bd28fa0440085d080f54cc62ccb-1602009171-0-AcBI02AKXi-tDqRp7xMkTU2c8yu8tC6rBE15RExCT0ogKoT_8QADIXVkR-xLY3F1wxIPTu9uRvjZGRxQ0LLQKka4W1x4iM54YbWzV8v7h7nFXjKvyZqc0MReHBhqjjIWzYpXq91VEIQpRnL-0Xdlp7f9NxEnkgGwsJ2Axxva847sXIghw7C284BV5SM1ZKdAPPLdYUqKxSOUYvWQAOaxUKKWqigbp2dRqYNSFlGCiJE70_KHnfgapEaVrpAS8XLuj_5Eli3taC9btq71CbcjV5QZ3TrTHUW-zGqjQASUp4AXudkQbxtypjvPvFHE-nNUvw8PxAEobzvOjmAhuWzDGiuulurVTQMPwpXrrqG8e0ONF5uy9mi0ZA2OnOi-PiiZqsnYtjgxnqlt_4UJK8L76kkxPx-sO7cOkd54PUIYvK1idRvs1fNdHo9wSFGoHwZQyzkBUHcvRr41X2S_Ac8m__pn71mj0CcqIcmD3FBLuVUpWgJNXtXr490G6jSGkvYdac8gA4YnPeMVo8669_xk-efkiNrZaq5uWd4RrwIfTnuLmZOkiQ8PM2rc_BOBl4fxtKXksIgY-fFbEplXCYFvUW-UuNJNZT46oDrXkbtTUhOxxF2_eeWMWSuRaamaNQnThAsHtrX1z-3E3N3gVmvVoIsUACfqYM8coVIK6yazLKjr; “Πέτσας για Τουρκία: Δεν συζητάμε αποστρατικοποίηση νησιών-Θα διαφυλάξουμε την κυριαρχία της χώρας”, Sputnik Greek, 26 Eylül 2020, blm. Κυβερνηση, https://sputniknews.gr/kyvernisi/202009268360820-petsas-gia-tourkia-den-syzitame-apostratikopoiisi-nision-tha-diafylaxoume-tin-kyriarhia-tis-horas/.

[2] Lausanne Peace Treaty, ARTICLE 13. With a view to ensuring the maintenance of peace, the Greek Government undertakes to observe the following restrictions in the islands of Mytilene, Chios, Samos and Nikaria: (I) No naval base and no fortification will be established in the said islands. (2) Greek military aircraft will be forbidden to fly over the territory of the Anatolian coast. Reciprocally, the Turkish Government will forbid their military aircraft to fly over the said islands. (3) The Greek military forces in the said islands will be limited to the normal contingent called up for military service, which can be trained on the spot, as well as to a force of gendarmerie and police in proportion to the force of gendarmerie and police existing in the whole of the Greek territory. “Constituent Treaties: The Treaty of Lausanne” (Republic of Turkey Ministry of Foreign Afairs, 2011), http://www.mfa.gov.tr/sub.tr.mfa?1a37f3af-1499-4dbb-96f4-d0f17f490bb1http://ua.mfa.gov.tr/detay.aspx?88.

[3] United Nations, “Vienna Convention on the Law of Treaties” (United Nations, 1969), Treaty Series, vol. 1155, https://legal.un.org/ilc/texts/instruments/english/conventions/1_1_1969.pdf.

[4] UN Charter Article 51: Nothing in the present Charter shall impair the inherent right of individual or collective self-defense if an armed attack occurs against a Member of the United Nations, until the Security Council has taken the measures necessary to maintain international peace and security. Measures taken by Members in the exercise of this right of self-defense shall be immediately reported to the Security Council and shall not in any way affect the authority and responsibility of the Security Council under the present Charter to take at any time such action as it deems necessary in order to maintain or restore international peace and security. “Charter Of The  United Nations And Statute  Of The International  Court  Of Justice” (United Nations, 1945), https://treaties.un.org/doc/Publication/CTC/uncharter-all-lang.pdf.

[5] Great Britain, Parliament, Lausanne Conference on Near Eastern Affairs 1922-1923 : Records of Proceedings and Draft Terms of Peace. (London: His Majesty Stationery Office, 1923), 95-96.

[6] “Empire Britannique, France, Italie, Japon, Grece, &c., et Turquie: Traite de Paix,  Signe a Lausanne Le 24 Juillet 1923”, içinde League of Nations Treaty Series (United Nations, 1924), 11-115, https://treaties.un.org/doc/Publication/UNTS/LON/Volume%2028/v28.pdf.

[7] Article 24 of the Lausanne Peace Treaty.: “The separate Convention signed this day respecting the regime for the frontier described in Article 2 of the present Treaty will have equal force and effect in so far as the present High Contracting Parties are concerned as if it formed part of the present Treaty”. “Empire Britannique, France, Italie, Japon, Grèce, &. et Turquie: Traite de Paix, Signée à Lausanne Le 24 Juillet 1923” (United Nations, 1924), 27, https://treaties.un.org/doc/Publication/UNTS/LON/Volume%2028/v28.pdf.

[8] “No. 703.-Empire Britannique, France, Italie, Japon, Grece, &. c. et Turquie: Convention Concernant Les Frontieres de Thrace,  Signee a Lausanne  Le 24 Juillet 1923”, içinde League of Nations Treaty Series (United Nations, 1924), 140-48, https://treaties.un.org/doc/Publication/UNTS/LON/Volume%2028/v28.pdf.

[9] “Αmbassador Pyatt’s Remarks at Alexandroupoli Port” (U.S. Embassy & Cosulate in Greece, 23 Temmuz 2020), https://gr.usembassy.gov/ambassador-pyatts-remarks-at-alexandroupoli-port/.

[10] Great Britain, Parliament, Lausanne Conference on Near Eastern Affairs 1922-1923 : Records of Proceedings and Draft Terms of Peace., 62-80.

[11] Melek Fırat, “Yunanistanla İlişkiler”, içinde Türk Dış Politikası. Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, ed. Baskın Oran, 15th bs, c. 1 (İstanbul: İletişim Yayınları, 2009), 353.

[12] Dilek Barlas, Etatism and Diplomacy in Turkey: Economic and Foreign Policy Strategies in an Uncertain World, 1919-1939, (Laiden: Brill, 1998), 188.

[13] Balkan itilâfı Devletler ile Bulgaristan arasında 31 Temmuz 1938 tarihinde Selânikte imza edilen anlaşmanın tasdiki hakkında kanun, Kanun No: 3553 Kabul tarihi: 4/1/1939

Madde 1 — Balkan İtilâfı Devletler ile Bulgaristan arasında mütekabil münasebatta kuvvete müracaat edilmemesi ve Nöyy i muahedesinin askerî, havaî ve bahrî hükümlerini muhtevi 4 üncü kısmı ile Trakya hududlarına müteallik olarak 24 temmuz 1923 tarihinde Lozanda imza edilen mukavelenin tatbikatından sarfınazar edilmesi hakkında bir tarafdan Balkan İtilâf ı Devletleri namına hareket eden ve halen Balkan İtilâfı Daimî Konseyi Reisi bulunan Yunan Başvekili ve Hariciye Nazın Mösyö Metaksas ve diğer taraftan Bulgaristan namına Başvekil ve Hariciye Nazırı Mösyö Köseivanof arasında Selânikde 31 temmuz 1938 tarihinde imza edilen anlaşma tasdik edilmiştir. Madde 2 — Bu kanun neşri tarihinden muteberdir. Madde 3 — Bu kanunun tatbikine İcra Vekilleri Heyeti memurdur.  9/1/1939

 

Balkan itilâfı Devletleri ile Bulgaristan arasında anlaşma

Bulgaristan’ın Balkanlarda sulhun kuvvetlendirilmesi siyasetine bağlı olduğunu ve Balkan Devletler ile iyi komşuluk ve samimî teşriki mesai münasebetleri idame etmek arzusunu beslediğini ve Balkan itilâfı Devletlerinin de Bulgaristan’a karşı aynı müsalemet fikrile ve aynı teşriki mesai arzusu ile mütehalli olduklarını nazarı itibare alan, aşağıda vaziyülimza,

 

Bir taraftan, bütün Balkan İtilâfı Devletleri namına hareket eden Balkan İtilâfı Daimî Konseyinin halen Reisi sıfatı ile Yunanistan Başvekili ve Hariciye Nazırı Ekselans Mösyö Metaksas,

Ve diğer taraftan, Bulgaristan Başvekili ve Hariciye nazırı Ekselans Mösyö Köseivanof, temsil ettikleri Devletlerin, bunlardan her birinin ademi tecavüz hususunda dahil oldukları anlaşmalara tevfikan, yekdiğerlerile karşılıklı münasebetlerinde kuvvete müracaattan istinkâf etmek taahhüdünü aldıklarını bu Devletler namına beyan ederler ve Nöyy i muahedesinin IV. faslının (Askerî, bahrî ve havaî hükümler) ihtiva ettiği hükümlerle kezalik 24 temmuz 1923 de Lozanda imza edilmiş olan Trakya hududu hakkındaki mukavelenin ihtiva ettiği hükümlerin, kendilerine müteallik olarak, tatbikatından sarfınazar edilmesini kararlaştırırlar.

Selânikde 31 temmuz 1938 tarihinde iki nüsha olarak tanzim edilmiştir.“Treaty of Peace with Italy. Signed at Paris, on 10 February 1947” (United Nations, 10 Şubat 1947), VOLUME 49 1950 I. N* 747, https://treaties.un.org/doc/publication/unts/volume%2049/v49.pdf.

[14] Article 15 of the Lausanne Treaty: “Turkey renounces in favour of Italy all rights and title over the following islands: Stampalia (Astrapalia), Rhodes (Rhodos), Calki. (Kharki), Scaipanto, Casos (Casso), Piscopis (Tilos), Misiros (Nisyros), Calimnos (Kalymnos), Leros, Patmos, Lipsos (Lipso), Simi (Symi), and Cos (Kos), which are now occupied by Italy, and the islets dependent thereon, and also over the island of Castellorizzo (see Map No. 2).”“Constituent Treaties: The Treaty of Lausanne.”

[15] 1947 Paris Treaty, SECTION V-GREECE (Special Clause),  Article 14

1. Italy hereby cedes to Greece in full sovereignty the Dodecanese Islands indicated hereafter, namely Stampalia (Astropalia), Rhodes (Rhodos), Calki (Kharki), Scarpanto, Casos (Casso), Piscopis (Tilos), Misiros (Nisyros), Calimnos (Kalymnos), Leros, Patmos, Lipsos (Lipso), .imi (Sym), Cos (Kos) and Castellorizo, as well as the adjacent islets.

2. These islands shall be and shall remain demilitarized.

3. The procedure and the technical conditions governing the transfer of these islands to Greece will be determined by agreement between the Governments of the United Kingdom and Greece and arrangements shall be made for the withdrawal of foreign troops not later than 90 days from the coming into force of the present Treaty.“Treaty of Peace with Italy. Signed at Paris, on 10 February 1947”.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten