İSTEMSİZ YABANCI DÜŞMANLIĞI REFLEKSİ BATI AVRUPA AKADEMİ DÜNYASINDA YERLEŞMİŞ YABANCI DÜŞMANLIĞINI GÖSTERİYOR: İSVEÇ ÖRNEĞİ
Analiz No : 2023 / 6
27.02.2023
18 dk okuma

Bu Analiz yazısının aslı İngilizce olarak 10 Şubat 2023 tarihinde kaleme alınmıştır. AVİM Çevirmeni Ahmet Can Öktem makalenin tercümesine katkı sağlamıştır.

 

Giriş

İsveçli bir profesör, bir Türk üniversite öğrencisine karşı yabancı düşmanı davranışta bulunmakla suçlanmıştır. Başlangıçta suçlamanın belirli ayrıntıları kamuoyuna açıklanmamış, ancak öğrencinin, Türk kökeni sebebiyle, hedef alındığını ve ötekileştirildiğini hissettiği belirtilmiştir.

Söz konusu vaka, her ne kadar ender rastlanmakta olduğu varsayılsa da, bazı Batı Avrupa akademik kuruluşlarında sürmekte olan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık sorununu, bu sorunun ele alınmasına yönelik daha fazla farkındalığa ve bu hususta faaliyet gösterilmesine olan gereksinimi ortaya koymaktadır. 

 

Vaka

Erasmus programı çerçevesinde, bir Türk üçüncü sınıf psikoloji lisans öğrencisi, tercih ettiği bir İsveç üniversitesinde 2023 yaz döneminde araştırma stajı yapmak üzere kabul edilmiştir.[1] Öğrenci, üniversitedeki bölümleri araştırırken, üniversitede klinik psikoloji çalışma grubunu yöneten bir profesör onun ilgisini çekmiştir. Öğrenci, 23 Kasım 2022 tarihinde yazdığı e-posta ile, bir araştırma projesi için değerlendirilme isteğini belirtmiştir.[2] Birkaç saat sonra, profesör aşağıdaki cevabı göndermiştir:

“Sayın [başvuru sahibi], size yöneticilik yapmaktan memnuniyet duyardım. Ancak, Türkiye İsveç’in NATO’ya katılmasına izin vermediği için, reddetmek zorundayım. Üzgünüm! İyi çalışmalar…”[3]

Bu yanıtı aldıktan sonra, öğrenci 5 Aralık tarihinde üniversiteye ayrımcılık şikâyetinde bulunmuş, profesörün cevabını “siyasi sebeplere dayalı” ve “tamamen ırkçı olmasa bile ayrımcı” şeklinde nitelendirmiştir. 6 Aralık tarihinde, üniversitenin psikoloji bölümünün Başkan Yardımcısından bir özür cevabı almıştır.[4]

 

İsveç Üniversitesi Tarafından Şimdiye Kadar Alınan Önlemler

Öğrenciye 6 Aralık tarihinde gönderilen ilk e-postada Başkan Yardımcısı, Profesörün davranışının uygunsuz olduğunu kabul ettiğini ve “eşit şartlarda ve İsveç Ayrımcılık Yasası doğrultusunda eğitim” dahil olmak üzere, “bölüm bünyesinde bir dizi önleyici adım atılmasının planlanmakta olduğunu”[5] ifade etmiştir. Üniversite’nin Psikoloji Bölümü Başkanı, basın mensuplarına bahis konusu olayın meydana geldiğini ve “iç işlemlerin” yapılmakta olduğunu belirtmiş; aşağıdaki açıklamaları yapmıştır:

“Araştırma stajyeri olarak bizi ziyaret etmek isteyen öğrencilerden çok sayıda talep almaktayız. Hepsini kabul edemiyoruz, ancak her türden talebin profesyonel bir şekilde yanıtlanmasını bekliyoruz. Söz konusu vakada, bu durumu öğrenir öğrenmez harekete geçtik ve durumu mevcut yöntemlerimize göre ele aldık.”[6]

Öğrenci, başına gelen olayın “buzdağının görünen kısmı” olduğuna inanmakta olup, konuyu resmi bir şikayette bulunacak kadar ciddiye almış ve şu yorumda bulunmuştur: “Profesör bunu bana yaptıysa, aynısını üniversiteye başvuran, farklı ırklardan gelen başka öğrencilere de yapar.”[7]

Bu olay, ilk bakışta, akademi dünyasında hoşgörü ve kabul eksikliğinin münferit bir örneği gibi görünmektedir. Ancak, kanaatimce, aşağıdaki sorunun cevabının araştırılması gerekmektedir: Olay, akademi dünyasında sadece münferit bir vaka ve profesyonel olmayan bir cevap mıdır, yoksa söz konusu toplumun kökleşmiş bir dürtüsünün istemsiz dışavurumu mudur? Bu soruyu yanıtlamak için, İsveç’teki son seçimleri ve çeşitli partilerin yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla bağlantılı olabilecek konulardaki tutumlarını kısaca hatırlamakta fayda vardır.

 

Son İsveç Seçimleri

Sağcı bloğun 2022 Eylül seçimlerinde çoğunluğu elde etmesinin ardından, İsveç'in Ilımlılar Partisi’nin Başkanı Ulf Kristersson, 14 Ekim tarihinde Hristiyan Demokratlar ve Liberallerle bir azınlık koalisyonu yönetimi kurmak üzere anlaşmaya varmıştır. Bu koalisyon yönetiminde, Ilımlı Parti, Hristiyan Demokratlar ve Liberaller olmak üzere üç parti mevcuttur. Buna ek olarak, yönetim, Hükümet dışından aşırı-sağcı ortağı olan milliyetçi İsveç Demokratları’ndan parlamento desteği alacaktır.[8]

11 Eylül seçimlerinin sonucu olarak, sağcı bloğun parlamentoda 176, solcu grubun ise 173 sandalyesi bulunmaktadır. İsveç Demokratları seçimlerde en başarılı parti olmuş, % 20,5’luk rekor bir oy oranı ile ikinci en büyük parti haline gelmiştir.[9]

Ortak anlayışa göre, İsveç Demokratları Nazi sempatizanları tarafından kurulmuş olup, onlarca yıldır marjinalleştirilmişlerdir. Bazı yorumcular, İsveç Demokratları’nın seçim kampanyasında göç ve şiddet suçlarına yapmış olduğu vurgunun, daha önce hiç ana akım İsveç siyasetinin merkezine yerleştirilmediğini savunmaktadır. Bu tam olarak doğru değildir. Bazı makalelerde, İsveç Demokratları’nın son seçimdeki yükselişinin yaratabileceği tehlikeye dair uyarıda bulunulduğunu hatırlamakta fayda vardır. Bu yazılarda partinin, Nazi ideolojisi propagandasıyla ilişkili tutumu ön plana çıkarılmıştır.[10]

 

Tidö Anlaşması: Aşırı Sağ ile Anlaşma

Tidö Anlaşması, son seçimden sonra İsveç Riksdag’ındaki (Parlamento) sağcı bloktan partilerin, Ilımlı Parti’den Ulf Kristersson’un İsveç Başbakanı ve Kristersson Kabinesinin de İsveç hükümeti olarak aday gösterilmesine yönelik vardığı siyasi uzlaşıdır. Anlaşma ismini müzakerelerin yapıldığı kaleden almıştır.

Anlaşma, altı kilit bölüm içermektedir: suç; sağlık; eğitim; büyüme ve ev ekonomisi; göç ve entegrasyon, çevre ve enerji. Metinde, İsveçli Demokratların yasa taslaklarının hazırlanmasında, komite başkanlarının atanmasında ve anlaşmanın "kapsadığı alanları etkileyen Avrupa endişelerinde" diğer partilerle birlikte "tam ve eşit etkiye" sahip olacağı on bir kez belirtilmiştir.[11]

Tidö’de yer alan göç konusuna yönelik tutum, anlaşmanın en ağır eleştiri alan yönlerinden birisidir. Tido anlaşmasına göre, yeni hükümet, göç yasalarını frenlemek ve yabancılar için devlet yardımı almaya uygunluk koşullarını sıkılaştırmak da dâhil olmak üzere, ülkenin mülteci ve göç politikasında önemli değişiklikler yapmaya hazırlanmaktadır. Ayrıca, yeni düzenlemeler daha katı hapis cezalarına yol açarak mülteci ve sığınmacıların İsveç'e girişini zorlaştıracaktır.[12]

 

Paradigma Değişikliği

Yeni İsveç hükümetinin gerçekleştirmeyi hedeflediği reformları anlayabilmek için, Tidö anlaşmasına ilaveten hükümet politikası açıklamasının da okunması gerekmektedir.[13] Açıklama, “siyasi doğruculuk” adına İsveç’te çok uzun süredir ihmal edilen veya inkar edilen derin sosyo-ekonomik zorlukların açık bir kabulüdür.[14]

Ulf Kristersson aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

“İsveç refah devletinin temel taşlarından bazılarının -iç güvenlik, dış güvenlik, enerji arzı ve sosyal uyum- şimdi onarılıp, pekiştirilmesi gerekmektedir. Tamamen başarısız olunursa, bunun hasarı muazzam olacaktır. Ve eğer bu gerçekleşirse, İsveç artık İsveç olmayacaktır … Bütün bunların gerçekleşmesi zaman alacaktır. Ve hepimiz bunun ne kadar ciddi olduğunu anlamalıyız- suç çetelerinin gücü tehdit edildiğinde, büyük bir çatışma yaşanacaktır. İşlerin iyiye gitmeden önce daha da kötüye gidebileceği riskini vurgulamak istiyorum. Semtleri ve yasadışı pazarları kontrol eden azılı suçlular, bunları isteyerek teslim etmeyecektir. Yasal faaliyetlere sızmış olan ve kamu kuruluşları ile işletmeleri yozlaştıran çeteler yerlerini isteyerek terk etmeyecektir. Ancak, ilerlemek için başka yol yoktur. Hükümet hem bu mücadeleyi üstlenmeli, hem de kazanmalıdır. Güvenlik, çağımızın en büyük özgürlük sorunu haline gelmiştir... Bunun sonucunda hem farklı ülkelerde doğan insanlar, hem de İsveç’te doğan çocuklar ve gençler arasında tehlikeli bir sosyal dışlanma olmuştur... Bu Hükümet’in mesajı, söz konusu durumun devam edemeyeceğidir. İsveç göç politikasında şu anda bir paradigma kayması gerçekleşmektedir.”[15]

 

Bir Paradigma Kayması Var Mı?

Pek çok kişi, sağcı partilerin Avrupa’da doğrudan iktidara gelmesinden veya hükümeti dolayı yoldan etkilemesinden endişe etmektedir. Örneğin 27 yaşındaki medya yıldızı ve İsveç Demokratları siyasetçisi Rebecka Fallenkvist’in, anlamı korkunç olan “Helg seger” sözünü kullandığı iddia edilmektedir. Bu söz, Nazi selamı olan “Sieg Heil” ifadesinden yalnızca bir harfle farklılık göstermektedir. Bu ve benzeri örneklerle beraber, hükümet yetkililerinin mesajları, yeni “paradigma değişikliğinin” işaretleri olarak gösterilmektedir.[16]

Ancak, bazıları “paradigma kaymasının” abartılmaması gerektiğini ileri sürmektedir. Değişim, İsveç’te farklı düzeylerde zaten başlamıştı.[17] Sosyal Demokrat parti lideri Magdalena Andersson, “Paradigma kaymasının” 2015 yılında gerçekleştiğini öne sürmüş, aşağıdaki açıklamada bulunmuştur:

“Paradigma kayması 2015’te oldu ve bunu gerçekleştiren bizlerdik … 2015’teki mülteci krizinin ardından göç politikasının büyük ölçüde yeniden düzenlenmesi, biz Sosyal Demokratlar tarafından yapılmıştır ve politikada tam bir sıkılaştırmaya gidilmiştir.”[18]

Seçimden sonra, İsveçli dijital haber yayıncısı The Local, bilimsel olmayan bir anket yapmıştır. Ankette şu sorular sorulmuştur:

“… İsveç’te hoş karşılanıp karşılanmadıkları, İsveç’in sağcı İsveç Demokratları tarafından desteklenen yeni hükümetine karşı ne hissettikleri, “İsveç ırkçı ve yabancı düşmanı bir ülkedir” ifadesinin doğru olup olmadığı ve yeni hükümetin İsveç’te kalma planlarını etkileyip etkilemediği…” yönünde düşünceleri sorulmuştur…”[19]

Anket, çok sayıda göçmenin İsveç’te her zaman yapısal bir ırkçılık sorunu olduğuna inandığını ortaya koymuştur.

Mesela, İsveç’in batısında yaşayan bir kişi şu örneği vermiştir:

“İsveç’te finans mühendisliği alanında yüksek lisansını almış ve iki yıldır iş bulamayan Ganalı siyahi bir kişi tanıyorum … Tüm sınıf arkadaşları iş bulabilmiştir. Kendisi, şimdi Burger King’de çalışıyor.”[20]

Ayrıca, bazı göçmenler mevcut hükümetten önce bile İsveçlilerin ırkçı olduğuna inanmaktadır. Örneğin, bir insani yardım çalışanı şu açıklamada bulunmuştur:

“… derinlerde her zaman ırkçılık olmuştur, ama yine de bunun tüm İsveçlileri kapsamadığını düşünüyorum … Entegre olunması zor bir toplumdur. İsveç’in insan haklarını koruyan hoşgörülü bir toplum olduğu imajına inanıyorlar, ancak gerçekler o kadar da temiz değil… ”[21]

Hintli bir doktora öğrencisi göçmen, İsveçlilerin “hayali bir balonun” içinde yaşadığını öne sürüp, aşağıdaki ifadede bulunmuştur:

“Bir doktora öğrencisi olarak, genellikle akademisyenlerle, diğer yüksek eğitimli bireylerle ve uluslararası yönelimli İsveçlilerle tanışma eğilimindeyim. Bu balonun içinde kendimin sıcak karşılandığını ve kendimi rahat hissediyorum … Ancak, bu balonun dışında, uyum sağlamadığımı hissettiğim zamanlar oluyor, bir yabancı olarak görüldüğümün fazlasıyla farkındayım. Ve tek yapmak istediğiniz ortama uyum sağlamak olduğunda bu rahatsız edici olabiliyor.”[22]

 

Sonuç

İsveç'te yabancı düşmanlığı ve ırkçılık konusunda sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için, İsveç'in yerleşik yapısal ayrımcılık konusundaki tarihsel siciline bakmak gerekmektedir. “Yüzyıllık ‘Beyaz Üstüncülük’ ve İsveç’te Aşırı Sağın Yükselişi: İlerlemeci Değerler Ve Politikalar İçin Ciddi Bir Tehdit Mi Doğuyor?”[23] başlıklı AVİM analizimizde belirttiğimiz üzere, İskandinav öjenik hareketi[24] Birinci Dünya Savaşı öncesinde en yüksek seviyeye ulaşmış ve 1930’lar ile 1940’larda bir uygulama haline dönüşmüştür. Söz konusu dönemde, İsveç, ulusal öjenik topluluğu olan tek ülke olmuş ve 1934-1976 yılları arasında kısırlaştırma politikaları uygulamıştır. İsveç’in ilk kısırlaştırma yasası 1935 senesinde yürürlüğe girmiş ve 1941’de kapsamı genişletilmiştir. Hastanın rızası olmadan kısırlaştırmaya izin verilmiştir. Örneğin, 1950’lerin başına kadar, zihinsel engelliler büyük ölçekte kısırlaştırılmıştır.

Bu süreç, İsveç "soyunu" arındırmayı, gelecek nesilleri sağlam ve sağlıklı insanlar arasında "istenmeyen" bireyler yaratacak genetik unsurların aktarımından "kurtarmayı" amaçlamıştır. 1997 yılında, 1935-1975 yılları arasında yürütülen kısırlaştırma uygulamalarını soruşturmak amacıyla, bir İsveç hükümet komisyonu kurulmuştur. Komisyon, bir “etnik temizlik” politikasının parçası olarak İsveç’in “ırksal saflığını” iyileştirmek amacıyla, yaklaşık 63.000 kişinin hükümet onayıyla kısırlaştırılmış olduğunu bir raporda belirlemiştir. Bu durum, 1999 yılında, zorunlu kısırlaştırmaya tabi tutulan kişilere tazminat ödenmesi ne yönelik bir parlamento kararının alınmasına yol açmıştır. COVID-19 salgını döneminde, İsveç’te benzer bir anlayışın yansımaları görülmüştür. İsveç, “sürü bağışıklığı” uygulamaya çalıştığı dönemde, “sürü”nün hayatta kalacağı anlayışıyla yaşlı nüfusunda büyük kayıplar vermiştir. Bunun gerçekleşebilmesi için, toplumun “daha zayıf” bireylerinin feda edilmesi gerekiyordu.[25]

İsveç’in, vatandaşlarına yönelik yürüttüğü bu ayrımcı uygulamalar, İsveç toplumunun çoğunluğunun, güçlülerin hayatta kalması için zayıfların ve “ötekilerin” feda edilmesini normalleştiren bir anlayışa sahip olabileceğini göstermektedir. Ne yazık ki, bu anlayışın günümüzdeki yansımaları ırkçılığa kadar uzanan yabancı düşmanlığı, Türkler gibi belirli gruplara karşı ayrımcı ve düşmanca yaklaşımların benimsenmesi ve Müslüman-karşıtlığının normalleştirilmesi şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Gerçek şu ki, İsveç örneği, maalesef üzücü ve acı veren bir durum teşkil etmektedir.

 

*Fotoğraf: The Local

 

[1] Hannes Lännerholm, “Turkisk student nekad praktik av professor”, Expressen, 14 Ocak 2023, blm. Sveriges Nato-Ansökan, https://www.expressen.se/nyheter/turkisk-student-nekad-praktikplats-av-professor/; Johanna Sundbeck, “Hatstorm mot svensk professor som nekade turkisk student”, AftonBladet, 14 Ocak 2023, blm. Politik, https://www.aftonbladet.se/a/3E5z7M; “Svensk professor sade nej till turkisk utbytesstudent – på grund av Natoprocessen”, Dagens Hyneter, 14 Ocak 2023, blm. Sverige, https://www.dn.se/sverige/svensk-professor-sade-nej-till-turkisk-utbytesstudent-pa-grund-av-natoprocessen/.

[2] “Swedish Professor Punishes Turkish Student over Sweden’s NATO Bid”, TRT World, 14 Ocak 2023, blm. News, https://www.trtworld.com/magazine/swedish-professor-punishes-turkish-student-over-sweden-s-nato-bid-64475; Burcu Calik Gocumlu, “Turkish Agency Condemns Swedish Professor for Discriminating against Student over NATO Row”, Anadolu Agency, 15 Ocak 2023, blm. Europe, https://www.aa.com.tr/en/europe/turkish-agency-condemns-swedish-professor-for-discriminating-against-student-over-nato-row/2787915.

[3] Al Mayadeen Al Mayadeen Editorial Staff, “Turkish Student Denied Internship over Sweden’s NATO Bid”, Al Mayadeen English, 14 Ocak 2023, blm. MENA, https://english.almayadeen.net/news/miscellaneous/turkish-student-denied-internship-over-swedens-nato-bid.

[4] Al Mayadeen Editorial Staff.

[5] Al Mayadeen Editorial Staff.

[6] “Swedish Professor Punishes Turkish Student over Sweden’s NATO Bid”.

[7] “Swedish Professor Punishes Turkish Student over Sweden’s NATO Bid”.

[8] “Sweden’s Moderates Party Strikes Minority Govt Deal with Far-Right Backing”, France 24, 14 Ekim 2022, blm. Europe, https://www.france24.com/en/europe/20221014-sweden-s-moderates-party-strikes-minority-government-deal.

[9] “Sweden’s Ulf Kristersson Elected PM with Support from Far Right”, France 24, 17 Ekim 2022, blm. Europe, https://www.france24.com/en/europe/20221017-sweden-s-ulf-kristersson-elected-pm-with-support-from-far-right; Charles Szumski, “EU Lawmakers Slam EPP for Siding with Far-Right amid Swedish Election Results”, Euractiv, 15 Eylül 2022, blm. Politics, https://www.euractiv.com/section/politics/short_news/eu-lawmakers-slam-epp-for-siding-with-far-right-amid-swedish-election-results/.

[10] Teoman Ertuğrul Tulun, “Century Old ‘White Supremacism’ And The Far-Right’s Rise In Sweden: A Credible Challenge To Progressive Values And Policies?”, Center For Eurasian Studies Analysis Series 2018, sy 1 (21 Ocak 2018): 5, https://doi.org/10.31219/osf.io/qmk5x , https://avim.org.tr/en/Analiz/CENTURY-OLD-WHITE-SUPREMACISM-AND-THE-FAR-RIGHT-S-RISE-IN-SWEDEN-A-CREDIBLE-CHALLENGE-TO-PROGRESSIVE-VALUES-AND-POLICIES .

[11] “Sweden’s Ulf Kristersson Elected PM with Support from Far Right”; Anne-Françoise Hivert, “Coalition Agreement Shows Far Right Has a Tight Grip on Sweden’s New Government”, Le Monde.Fr, 15 Ekim 2022, blm. Sweden, https://www.lemonde.fr/en/international/article/2022/10/15/coalition-agreement-shows-far-right-has-a-tight-grip-on-sweden-s-new-government_6000472_4.html.

[12] Dale Gavlak, “New Swedish Government to Tighten Migration Policy”, Voice of America, 27 Ekim 2022, blm. Europe, https://www.voanews.com/a/new-swedish-government-to-tighten-migration-policy-/6808370.html.

[13] Ulf Kristersson, “Statement of Government Policy 18 October 2022” (Government Offices of Sweden, 18 Ekim 2022), https://doi.org/10/statement-of-government-policy/.

[14] The Brussels Times, “New Swedish Government with Support of Far-Right Party Takes on Socio-Economic Problems”, 20 Ekim 2022, blm. Magazine, https://www.brusselstimes.com/309825/new-swedish-government-with-support-of-far-right-party-takes-on-socio-economic-problems.

[15] Kristersson, “Statement of Government Policy 18 October 2022”.

[16] Elisabeth Asbrink, “Sweden Is Becoming Unbearable”, New York Times, 20 Eylül 2022, blm. Opinion.

[17] Emma Löfgren, “Sweden Elects: Budget Reforms, a Paradigm Shift and 26 Seconds of Silence”, The Local, 31 Ekim 2022, blm. Sweden Elects, https://www.thelocal.se/20221031/sweden-elects-budget-reforms-a-paradigm-shift-and-26-seconds-of-silence/.

[18] “Social Democrat Leader Backs Sweden’s Harsh New Immigration Policies”, The Local, 26 Ekim 2022, blm. Politics, https://www.thelocal.se/20221026/social-democrat-leader-backs-swedens-harsh-new-immigration-policies/.

[19] Becky Waterton, “SURVEY: ‘Sweden Is Decades behind on Racism and Diversity’”, The Local, 26 Ekim 2022, https://www.thelocal.se/20221026/survey-sweden-is-decades-behind-on-racism-and-diversity/.

[20] Waterton.

[21] Waterton.

[22] Waterton.

[23] Tulun, “Century Old ‘White Supremacism’ And The Far-Right’s Rise In Sweden: A Credible Challenge To Progressive Values And Policies?”

[24] Öjeniğin amacı insan nüfusunun genetik kalitesini iyileştirmektir. Bu gelişmenin gerçekleşmesi için, değersiz olarak görülen kişi ve gruplar, üstün ve hayatta kalacak kadar kuvvetli kabul edilen insanlar için dışlanabilir veya feda edilebilir. Öjenik terimini icat eden ve öjenik öncüsü olan Sir Francis Galton, Temmuz 1904 tarihinde öjeniğin amacını “kararınca kullanılabilecek kadar çok tesiri bir araya getirmek, toplumdaki yararlı sınıfların bir sonraki nesle kendi oranlarından daha fazla katkıda bulunmasına neden olmak” olarak açıklamıştır.

[25] Teoman Ertuğrul Tulun, “Sweden’s Coronavirus Fight Strategy And Bitter Memories Of Past Eugenic Practices”, Center For Eurasian Studies Analysis Series 2020, sy 15 (04 Mayıs 2020): 5 , https://doi.org/10.31219/osf.io/zb2jn , https://avim.org.tr/en/Analiz/SWEDEN-S-CORONAVIRUS-FIGHT-STRATEGY-AND-BITTER-MEMORIES-OF-PAST-EUGENIC-PRACTICES-1.

 


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten