REVIEW OF ARMENIAN STUDIES DERGİSİNİN 42’NCİ SAYISI YAYINLANDI
Paylaş :
PDF İndir :

14.12.2020


Review of Armenian Studies dergisinin yeni yayınlanan 42’nci sayısında 5 makale yer almaktadır.

Alev Kılıç tarafından kaleme alınan “Facts and Comments” (“Olaylar ve Yorumlar”) başlıklı 42’nci sayının birinci makalesinde, Ağustos-Aralık 2020 dönemi içerisindeki Türkiye-Ermenistan ilişkileri ve Ermenistan’la ilgili iç ve dış gelişmeler ele alınmaktadır. Ele alınan dönem Ermenistan bakımından felaket olarak nitelendirilebilecek gelişmelere sahne olmuştur. COVID-19 pandemisinde kötü bir sınav verilmiş, ekonomide ciddi bir gerileme olmuş ve Başbakan Nikol Paşinyan Hükümeti halka vaatlerini yerine getirmede ve reformları gerçekleştirmede hayal kırıklığı yaratacak şekilde başarısız olmuştur. Hükümet, başarısızlıklarını örtebilmek için aşırı milliyetçilik kartına başvurmuş ve Azerbaycan’la (Ermenistan için hezimetle sonuçlanan) savaşa neden olan saldırgan bir tutum benimsemiştir. Azerbaycan’ı kararlı ve güçlü bir şekilde destekleyen Türkiye, Ermenistan tarafından resmen düşman ilan edilmiş, iki taraf arasındaki ilişkiler bugüne kadarki en düşük noktaya ulaşmıştır

Tuğba Baytimur, Caner Çakı ve Ferit Arda Arıca, “The Propaganda In Armenia Of The Five-Year Development Plans Implemented In The Soviet Union” (“Sovyetler Birliği’nde Uygulanan Beş Yıllık Kalkınma Planlarının Ermenistan’daki Propagandası”) başlıklı makalelerinde; Sovyetler Birliği’nin Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti halkını, Sovyetler Birliği’nin beş yıllık kalkınma planlarının Ermenistan ve halkı ve aynı zamanda Sovyetler Birliği’nin geneli için faydalı olacağına dair ikna etmek için hazırladığı çeşitli propaganda posterlerini incelemektedir. Karl Bühler’in Organon Modelini kullanan yazarlar, propaganda posterlerinin “ifade”, “temsil” ve “hitap” işlevlerini yorumlamakta, bu yolla da Sovyet yetkililerin kitlelere vermek istedikleri mesajları ortaya çıkarmaktadır. Yazarlar, propaganda posterlerinin Komünist ideolojiyi veya lider kültlerini yüceltmeyi amaçlamadığını, bunun yerine çalışmanın ve emeğin önemine vurgu yaptığını savunmaktadır.

Tutku Dilaver, “Implementation Of The EU’s Normative Power In Armenia: Transformation Or Toleration?” (“AB’nin Ermenistan’daki Normatif Güç Uygulamaları: Dönüşüm Mü, Müsamaha Mı?”) başlıklı makalesinde Avrupa Birliği’nin bir “normatif güç” olarak Ermenistan’daki etkinliğini değerlendirmektedir. Bunu yapabilmek için yazar ilk önce normatif güçle ilgili literatüre ve AB’nun bu güç türüne yönelik genel duruşunu araştırmaktadır. Yazar aynı zamanda AB ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin tarihini ve çerçevesini detaylı bir şekilde açıklamakta, AB’nin Ermenistan’da ne elde etmeye çalıştığına ve Ermenistan’ın AB’ye nasıl yaklaştığına vurgu yapmaktadır. Dilaver’ın çalışması AB’nin normatif gücünü Ermenistan’da etkin bir şekilde kullanamadığını ortaya koymaktadır. Bu durum; hem AB’nin Ermenistan’a reformların uygulanması konusunda tutarsız ve gevşek yaklaşmasından, hem de Ermenistan’ın Rusya’nın ülkedeki baltalayıcı etkisi yüzünden reform yapmak konusunda isteksiz olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum, AB’nin Ermenistan’da sadece kısıtlı bir normatif güç olduğunu göstermektedir.

Samira Habibbayli, “Attempts By Armenia And Related Actors To Disrupt Azerbaijan-Georgia Relations” (“Ermenistan Ve Bağlantılı Aktörlerin Azerbaycan-Gürcistan İlişkilerini Bozma Çabaları”) başlıklı makalesinde Ermenistan’ın (ve soy veya çıkar yoluyla Ermenistan’la bağlantılı aktörlerin) Azerbaycan-Gürcistan ilişkilerini olumsuz etkilemek için yürüttüğü faaliyetleri incelemektedir. Habibbayli çalışmasına bir tarafta Azerbaycan ve Gürcistan’ın, bir tarafta da Ermenistan’ın Güney Kafkasya’daki konumlarının genel hatlarını anlatarak başlamaktadır. Azerbaycan ve Gürcistan ve Türkiye gibi bölge ülkeleri arasındaki bölgesel iş birliğinden dışlandığını ve rakibi Azerbaycan’ın başarıları sebebiyle tehdit altında olduğunu hisseden Ermenistan, Azerbaycan ile Gürcistan arasındaki ilişkileri sabote etmenin yollarını aramaktadır. Bunun Ermenistan; hükümet yetkilileri, STKlar, din yetkilileri ve yabancı siyasetçiler gibi pek çok aktörden istifade etmektedir. Habibbayli, Ermensitan’ın Azerbaycan-Gürcistan ilişkilerinde kışkırtma ve gerginlik yaratmakta kısmen başarılı olduğunu ancak Azerbaycan-Gürcistan ilişkilerinin sağlam temellere dayandığını belirtmektedir. Bununla beraber yazar, bu ilişkilerin sabotaj teşebbüslerine daha dayanıklı olabilmesi için daha da güçlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Ceyda Acicbe, “The Events In Zangezur From 1918 To 1921 And The Transfer Of Zangezur To Armenia” (“1918-1921 Yıllarında Zengezur’da Yaşanan Olaylar Ve Zengezur’un Ermenistan’a Verilmesi”) başlıklı makalesinde Azerbaycan toprağı Zengezur’un oldu bitti şekilde Ermenistan’a verilmesine yol açan olaylar zincirini anlatmaktadır. Acicbe okurlara Zengezur’un Kafkasya bölgesi için olan önemini ve çeşitli güçlerin stratejik öneme sahip bu toprakları nasıl görmüş olduğunu açıklamaktadır. Zengezur tarihi olarak Azerbaycan toprakları olmasına rağmen, 19’uncu yüzyılda Çarlık Rusya’nın Güney Kafkasya’yı hedef alan seferleri ve Rusların teşvikiyle Ermenilerin bölgeye toplu olarak gelmeye başlamaları durumu Azerbaycanlıların aleyhine döndürmeye başlamıştır. Radikal-milliyetçi Ermeni çetelerin uyguladığı kitlesel şiddet ve Azerbaycan’ın Türkiye ve geniş Türk dünyasıyla olan bağlarını koparmaya yönelik Sovyetler Birliği’ndeki siyasi entrikalar, Zengezur’un Ermenistan’ın parçası olmasıyla sonuçlanmıştır.

 

Review Of Armenian Studies dergisinin sayfasına https://avim.org.tr/tr/Dergiler/Review-Of-Armenian-Studies adresinden ulaşabilirsiniz.

Dergiye abone olmak veya yeni sayı temini için motulun@avim.org.tr adresi ile irtibata geçiniz.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten