TEK TARAFLI BAĞIMSIZLIĞININ 9. YILDÖNÜMÜNDE PUTİN’İN ABHAZYA ZİYARETİ
Blog No : 2017 / 39
17.08.2017
8 dk okuma

Mustafa Kemal ÖZTOPAL

Giresun Üniversitesi

Abhazya’nın tek taraflı olarak Gürcistan’dan bağımsızlığını ilan etmesi ve Rusya Federasyonu’nun Abhazya’yı bağımsız bir devlet olarak tanımasının 9. yıldönümüne yaklaştığımız bu günlerde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Abhazya’ya önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. 8 Ağustos 2017 tarihinde gerçekleşen bu ziyareti ele almadan önce Ağustos 2008 Savaşını hatırlamakta fayda vardır.

Şubat 2008’de Kosova’nın bağımsızlığı ilan etmesi ve peşinden birçok devlet tarafından tanınması Rusya’yı son derece rahatsız etmişti. Batı ile özellikle Gürcistan ve Ukrayna konusunda mühim fikir ayrılığı olan Putin, Abhazya, Güney Osetya, Kırım ve Transdinyester gibi ayrılıkçı potansiyele sahip bölgelere atıfta bulunarak tepkisini ortaya koymuş ve yine aynı dönemde Rus yetkili makamları Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya siyasetinin Kosova’ya paralel olarak değişeceğinin sinyallerini vermişti. Gürcistan’ın AB ve NATO ile yakınlaşma sürecinin hızlandığı bu dönemde Rusya ile Gürcistan arasındaki ipler gerilmiş Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya’daki Rus barış güçlerinin çekilmesini istediği Haziran 2008’de Güney Osetya ile Gürcü güçleri arasında çatışmalar baş göstermiştir. 15 Temmuz 2008’de Gürcistan’da ABD askerlerinin de katılımıyla Acil Karşılık adı verilen bir tatbikat gerçekleşeceğinin açıklanması sonrası Rusya da bu ABD-Gürcistan ortak tatbikatına karşı askeri tatbikatlara başlamış ve konu bir adım öteye taşınarak daha uluslararası bir meseleye dönüşmüştü. [1] 7 Ağustos 2008’de Gürcistan ordusu, dönemin Cumhurbaşkanı Saakaşvili’nin emriyle ayrılıkçı bölgelerde anayasal düzeni yeniden sağlama operasyonu adı altında Güney Osetya’ya girince sıcak çatışmanın ilk işareti gelmişti. Rusya, eski Sovyet coğrafyasındaki etkisini güncel tutmak ve genişletmek için bu bölgelerdeki nüfusa Rus pasaportu verdiği ve diplomatik koruma sağladığı reimperialization politikası doğrultusunda Rus vatandaşlarının güvenliğini sağlama adı altında Gürcistan’a müdahalede bulunmuştur. [2] Tabi ki Rus müdahalesi Güney Osetya ile sınırlı kalmayarak bir diğer ayrılıkçı bölge Abhazya’da da kendini göstermiş, Abhazya Gürcistan’da ikinci bir cephe olarak açılmıştır. Abhazya’nın Karadeniz kıyısında yer almasını kullanan Rusya böylelikle bu cepheye hâkim olarak Gürcistan’a Karadeniz üzerinden gelebilecek desteği de kırmıştır. Ukrayna’nın özerk bölgesi Kırım’ın Rusya tarafından 2014’te ilhak edildiği de hatırlandığında Rusya’nın bu politikası daha net anlaşılacaktır.

2008 Rusya-Gürcistan Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan en önemli gelişme şüphesiz ki Abhazya ve Güney Osetya’nın tek taraflı olarak Gürcistan’dan bağımsızlığını ilan etmesi oldu. Dönemin Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in 26 Ağustos 2008 tarihindeki onayı ile Rusya bu iki bölgeyi bağımsız birer devlet olarak tanımış, böylelikle hem Kosova konusuna misilleme yapmış hem de özellikle Abhazya gibi jeopolitik öneme sahip bir bölgeyi kendi çıkarları yönünde etki altına almıştı. Tüm bunlar, Rusya’nın eski Sovyet coğrafyasına yönelmiş Batı genişlemesine gösterdiği tepki olmasının yanında bu bölgelerde Batı ile entegrasyonu hedefleyenlerin cezalandırılması olarak da okunmuştur. Ukrayna’da Turuncu Devrim sürecinden Kırım ilhakına kadar yaşanan olaylar da bu zincirin halkalarından sayılmıştır.

Konunun Rusya dış güvenlik yapılanması bağlamında da değerlendirilmesi gerekir. Hatırlamalıyız ki, Rusya, 2010’da Abhazya’ya S300 hava savunma sistemi kurarak bölgedeki askeri varlığını artırdı. Bununla birlikte Abhazya, Güney Osetya ve Rusya arasında 2010’da imzalanan anlaşmanın Rusya Federasyon Konseyi tarafından Eylül 2011’de onaylanması ile Abhazya ve Güney Osetya’da Rus askeri üssü kurulması kabul edildi. Dahası Kasım 2015’te imzalanan anlaşmanın bir yıl sonra Putin tarafından onaylanması ile Abhazya ve Rusya arasında ortak bir askeri güç oluşturulması kabul edildi. Böylece taraflardan birinin askeri güvenliğine yönelen tehditlerde ortak bir şekilde harekete geçilmesi hayata geçirildi.

Ağustos 2017’de Putin tarafından Abhazya’ya gerçekleştirilen ziyarete bakacak olursak öncelikle ziyaretin tarihi dikkat çekmektedir. Abhazya’nın tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesi ve Rusya tarafından tanınmasının 9. yıldönümü olması önemlidir. Ziyarette Abhazya Cumhurbaşkanı Raul Haçimba ile görüşen Putin, Kafkasya’da oluşabilecek tehditlere karşı Abhazya ile daha yakın işbirliği içinde olacaklarını kaydetti. Putin bu ziyarette Abhazya’nın güvenliğini ve bağımsızlığını garanti ettiklerini açıkladı. Ayrıca Abhazya ile ticari işbirliği ve gümrük kolaylığı gibi konulara da değindi.[3] Neredeyse hiçbir aktör tarafından tanınmayan Abhazya’nın bağımsızlığının Rusya tarafından garanti altına alınması, Rusya’nın bu coğrafyada kendi çıkarları dışında meydana gelebilecek değişikliklere izin vermek istemediğini göstermektedir. Turizm ve ekonomi alanında planlanan işbirliği ile de Abhaz ekonomisini daha güçlü ve kendi kendine yeter hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bağımsızlık iddiasındaki bir Abhazya’nın kendine yeterliliği, bölgede Rusya’ya müzahir tüm yapıları etkileyecektir. Gürcistan yönetimi ise bu ziyareti Rusya tarafından Gürcistan’a karşı yapılan bir provokasyon olarak değerlendirmektedir. Gürcistan ile birlikte ABD de bu ziyarete resmi kanaldan tepki göstermiş, Abhazya’yı Rusya işgali altındaki Gürcü toprağı olarak tanımlamıştır. NATO da bu ziyarete sorunun barışçıl ve müzakere yoluyla çözümü konusunda ortaya koyulan uluslararası çabalara zarar verdiği yönünde tepki göstermiştir.

Halen BM, birçok devlet ve muhtelif uluslararası örgütlerce hukuken Gürcistan’ın bir parçası olarak tanınan Abhazya’ya Putin tarafından gerçekleştirilen bu ziyaret, Putin’in Kafkasya’daki etkinliğini taze tutma arayışının bir göstergesidir. Abhazya ile ortak askeri güç oluşturma ve bu coğrafyada askeri üs kurma çabaları bunun kanıtı olarak değerlendirilebilir. Putin aynı zamanda 2008’de AB ve NATO’yla bütünleşmeye çalışan Gürcistan’a verilen tepkinin ciddiyetinin unutulmamasını da istiyor. Bu anlamda Abhazya ve Güney Osetya konusunda izlediği politikadan vazgeçmeyeceği anlaşılıyor. Dahası, 2014’te büyük risk alarak Ukrayna’ya Kırım üzerinden verdiği karşılık, Transdinyester ve Kuzey Kazakistan gibi kaşınmaya müsait bölgeleri sürekli bir araç olarak kullanabileceğinin işaretini veriyor. Ayrıca Putin’in Abhazya ziyaretinin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin Gürcistan ziyaretinden bir hafta sonra gerçekleşmesi bir misilleme olarak değerlendirilebilir. Zira Pence, Gürcistan’da 30 Temmuz 2017’de başlayan Noble Partner 2017 adlı NATO tatbikatı çerçevesinde gerçekleştirdiği Gürcistan ziyaretinde Trump yönetiminin Gürcistan’ın NATO üyeliğini desteklediğini belirtmişti. Gürcü hükümeti Avrupa ile entegre olmuş, bir Avrupa Gürcistan’ı inşa etmeye çalışmaktadır. Putin tarafından Abhazya’ya gerçekleştirilen bu ziyaret ve dahası birçok alanda işbirliği yapılması Gürcü hükümetinin bu politikasına da bir tepki olarak değerlendirilebilir.

Sonuçta, Putin’in Abhazya ziyareti, arka bahçesi olarak gördüğü ve Rus jeopolitiği için hayati öneme sahip Gürcistan’ın NATO veya AB ile yakınlaşma çabalarına da bir tepki ve mesaj oldu. Tüm tepkiler ve eleştirilere rağmen Putin, Abhazya ve Güney Osetya üzerinden yürüttüğü Gürcistan politikasından vazgeçeceğe benzemiyor.

 

[1] “U.S. Troops Start Training Exercise in Georgia”, Reuters, erişim 10 Ağustos 2017, http://www.reuters.com/article/us-georgia-usa-exercises-idUSL1556589920080715

[2] Agnia Grigas, Beyond Crimea: The New Russian Empire, Yale University Press, 2016:26

[3] Denis Pinchuk, “Russia's Putin Visits Breakaway Georgian Region of Abkhazia”, Reuters, erişim 10 Ağustos 2017, https://www.reuters.com/article/us-russia-georgia-putin-abkhazia-idUSKBN1AO1PB

[4] “ABD: Putin'in Abhazya Ziyaretini Uygun Bulmuyoruz”, Sputnik, erişim 10 Ağustos 2017 https://tr.sputniknews.com/rusya/201708101029643316-abd-putin-abhazya/


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.